Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/4930 E. 2018/7035 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4930
KARAR NO : 2018/7035
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … (…) Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/10/2015 tarih ve 2014/934-2015/593 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve asli müdahale talebinde bulunan şirket vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkil şirkete ait 1.100 ton pirincin temizlenmek ve işlenmek amacıyla davalı şirketin deposuna bırakıldığını, ancak davalı şirketin borçları nedeniyle kendilerine ait pirinçlerin bir kısmının haczedildiğini, bunun üzerine tedbir talebinde bulunduklarını ve … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/209 D.İş sayılı tedbir kararı ile depodaki bir kısım pirinçlerin kendilerine teslim edildiğini, bu pirincin toplam 30 ton civarında olduğunu, kendilerine ait olup … Gıda tarafından haczedilen 265 ton ile Haydaroğlu şirketinin haczettiği 50-60 ton pirinç için istihkak davası da açtıklarını, kalan 800 ton civarı pirincin ise nerede olduğunu bilmediklerini, bu nedenlerle toplam 1.100 ton olup bir kısmı haczedilen, bir kısmı tedbir kararına istinaden kendilerine verilen ve bir kısmının ise nerede olduklarını bilmedikleri pirinçlerin müvekkili şirkete aidiyetlerine ve kendilerine iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … şirketine ait depoda bulunan ve bir kısmı haczedilen tüm pirinçlerin davacı …’ya ait olduğunu belirterek davayı kabul etmiştir.
Asli müdahale talebinde bulunan vekili, davacı ve davalı şirketlerin alacaklılardan mal kaçırma amacıyla kötü niyetli olarak birlikte hareket ettiklerini, dava konusu pirincin davalı şirkete ait olduğunu belirterek asli müdahale taleplerinin kabulü ile davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davacı taraf, kendilerine ait bir kısım pirincin davalı şirketin borçları nedeniyle haczedildiğini, haczedilen pirinçler ile ilgili icra mahkemesinde istihkak davası da açtıklarını ileri sürmüş olup, icra mahkemesinin istihkak davaları ile ilgili kararlarının kesin hüküm oluşturacağı, davacı tarafın haczedilen aynı pirinçlerle ilgili istihkak davası açtığına göre iş bu davayı açmada da yararı olmadığı, asli
müdahale talebi yönünden yapılan incelemede ise; HMK’nun 65. maddesindeki; “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” Hükmü uyarınca asli müdahil olmak için üçüncü şahsın davanın konusu olan şey veya hakkın kendisine ait olduğunu ileri sürmesi gerektiği oysa üçüncü şahıs konumundaki asli müdahale talebinde bulunan … Gıda şirketinin dava konusu pirinçlerin davalı şirkete ait olduğunu ileri sürdüğü gerekçesiyle davanın reddine, asli müdahale talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve asli müdahale talebinde bulunan şirket vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin ve asli müdahale talebinde bulunan şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve asli müdahale talebinde bulunan şirket vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının asli müdahale talep eden şirketten alınmasına, alınmadığı anlaşılan 35,90 TL temyiz ilam harcının davacıdan alınmasına, 14/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.