YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4741
KARAR NO : 2019/6199
KARAR TARİHİ : 07.10.2019
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/03/2017 tarih ve 2016/53 E- 2017/148 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/07/2018 tarih ve 2018/111 E- 2018/833 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin TPMK nezdinde 2014/05894 sayı ile “Fossil” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin başvuruya kendisine ait, 2013 23247, 2005 27498, 2008 42650, 128408, 2013 99298, 2008 42649, 2014/39049, 2014/39051, 2013 23245, 2013 99301 sayılı ve “authentic fossil”, “fossil”, “fossil authentic şekil”, “fossil”, “fossil şekil”, “fossil”, “fossil”, “fossil şekil”, “fossil”, “fossil” ibareli markalarını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, bu ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez TPMK’nın 2015-M-11798 sayılı YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkil şirketin 1978 yılına dayanan bir geçmişi olduğunu, 1998 yılından itibaren cüzdan, kemer, valiz ve çanta imalatı, ithalatı, toptan ve perakende satışı işi ile iştigal ettiğini, adına tescilli 2001/16567 sayılı “FOSSİL” ibareli markasının bulunduğunu ve bu markaya dayalı olarak müvekkilinin dava konusu başvuru üzerinde müktesep hakka sahip olduğunu, davalı markalarının kapsamında bulunan mallarla dava konusu başvuru kapsamındaki malların aynı olmadığını ileri sürerek, davaya konu Yidk kararının iptalini istemiştir.
Davalı kurum vekili, kurum kararının yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının başvurusuna konu ibare ile müvekkili adına tescilli tanınmış markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, başvuru kapsamında yer alan 25. sınıf mallarla, 35. sınıftaki hizmetlerin redde mesnet markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı tür/benzer olduğu, marka işaretleri arasında da benzerlik bulunduğu, dava konusu markalar arasında yukarıda belirtilen mallar/hizmetler yönünden 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunduğu, davalıya ait FOSSİL ibareli markanın sektörel olarak tanınmış olduğu, davacı markasının, davalı markalarından farklı olarak 18. sınıf için “Derilerden, deri tahditlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar (çantalar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtarlıklar dahil).” malları dışındaki mal/hizmetler için tescili halinde m.8/4 ile aranan koşullardan birinin gerçekleşme ihtimalinin bulunduğu, davacının dava konusu başvurusu yönünden, önceki tarihli 2001/16567 sayılı “FOSSİL” markasının 25., 35. ve 18.1, 3, 4, 5 sınıflar bakımından müktesep hak sağlamadığı, gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2015-M-11798 sayılı kararının 18. sınıfta yer alan “derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamul taşıma amaçlı başka sınıflarda yer almayan eşyalar, çantalar, deri veya kösele kutular ve sandıklar, anahtarlıklar dahil” mal ve hizmetleri yönünden kısmen iptaline, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, “FOSSİL” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “fossil” asıl unsurlu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olduğu, başvuru kapsamından çıkarılan 25. sınıf mallarla 35.sınıf hizmetler, redde mesnet markaların kapsamlarında yer aldıklarından tanınmış olup olmadıklarının sonuca etkisi olmadığı gibi dosyada mevcut bilirkişi raporunda da redde mesnet markaların tanınmış olduklarının açıklandığı, bilirkişi heyetince yapılan tespitte bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı şirket markalarının tescilli oldukları sınıflarda korunacakları ve hükümsüz kılınmadıkları sürece tescilli bulundukları sınıflarda kullanılmamalarının varılan sonucu değiştirmeyeceği, her ne kadar davacı tarafça 2001/16567 sayılı marka nedeniyle müktesep haklarının bulunduğu ileri sürülmüş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2008 tarih, 2007/7547 E.-2008/10251 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, bir markanın müktesep hak yaratabilmesi için diğer şartların yanında belli bir süre çekişmesiz şekilde kullanılmasının da gerektiği, davacı tarafça dayanılan anılan markanın, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 29.06.2017 tarih, 2017/101 E., 2017/85 K. sayılı kararı ile 2. alt sınıfı hariç 18. sınıf ile 25. sınıf yönünden kullanmama nedeniyle iptal edildiği, bunun dışında 35/06. sınıf yönünden söz konusu marka iptal edilmemiş ise de anılan markanın mağazacılık hizmetlerinde genel olarak tescilli olduğu, bu durumda söz konusu markanın müktesep hak oluşturabilmesi için başvuru kapsamında çıkarılan mal ve hizmetler yönünden kullanıldığının ispat edilmesinin gerektiği, dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler yönünden markanın kullanılmadığı ve bu nedenle davacıya bir müktesep hak sağlamayacağı, bu nedenle davacı yanca ileri sürülen istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, davacı tarafça, 2014/05894 kod numarası verilen “FOSSİL” ibaresinin 18, 25 ve 35. sınıflarda tescili için başvuru yapıldığı, davalı şirketin “fossil” asıl unsurlu markalarına dayalı olarak başvuruya itiraz etmesi üzerine, YİDK tarafından itirazın kısmen kabul edildiği ve başvuru kapsamından 25. sınıf mallar ile 35/06. alt sınıftaki bir kısım hizmetlerin çıkarıldığı, uyuşmazlığın, davacı başvurusu ile davalı şirket adına tescilli markalar arasında, başvuru kapsamından çıkarılan 25. sınıf mallarla 35/06. alt sınıftaki bir kısım hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı, YİDK tarafından reddedilen 18. sınıf mal ve hizmetlerin iş bu davanın konusu olmadığı, gerek işaretler, gerekse de mal ve hizmetler arasındaki benzerlik sebebiyle YİDK kararının yerinde olduğu, dolayısıyla mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, YİDK kararı ile başvuru kapsamından çıkarılmamış ve bu itibarla da dava konusu olmayan 18. sınıf mallar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, alınmadığı anlaşılan 44,40 TL temyiz ilam harcı ile 218,50 TL temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 07/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.