Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/4558 E. 2019/5920 K. 30.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4558
KARAR NO : 2019/5920
KARAR TARİHİ : 30.09.2019

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20/12/2016 tarih ve 2015/329 E- 2016/434 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/07/2018 tarih ve 2018/129 E- 2018/812 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının asıl unsuru “GARANTİ” ibaresinden oluşan tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “BİGA GARANTİ YEM” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı kuruma başvurduğunu, başvuruya yapılan itirazın davalı kurum tarafından reddedildiğini, davalı şirket başvurusunda yer alan “BİGA” ibaresinin davalı şirketin merkezinin bulunduğu Çanakkale’nin bir ilçesi olduğunu, BİGA’nın yem sektöründe özel bir ilçe olmadığını, davacı bankanın da BİGA’da şubesi olup “”Biga Garanti” şeklinde kullanıldığını, Biga’dan sonra gelen GARANTİ YEM ibaresinin markanın esas unsuru olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu durumun davacı markaları ile irtibat kurulmasına sebebiyet vereceğini ileri sürerek, TPMK YİDK’nin 2015-M-5373 sayılı kararının iptaline, davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir..
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davalı başvurusuna konu ibare ile davacının itirazına mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığını, her iki şirketin de değişik sektörlerde faaliyet gösterdiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet markalar arasında benzerlik bulunmadığı, kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin de aynı ya da benzer olmadıkları, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının somut olayda gerçekleşmediği, aynı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Ankara Bölge Adliye Mahkemsi 20. Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.