Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/4532 E. 2018/7811 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4532
KARAR NO : 2018/7811
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/09/2015 tarih ve 2015/5-2015/522 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili Av. … tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 06.03.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı … vekili Av. … Davalı … Av. … davalı … Terekesi Av. … davalı … Av. … davalı … Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalıların müvekkili bankanın eski yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları olduklarını, müvekkili bankanın … Şubesi’nden kredi talebinde bulunan dava dışı …. Sağlık Hiz. A.Ş. ile bu şirkete kefil olan ….Yatırım Holding A.Ş. hakkında düzenlenen istihbarat raporunda, bu şirketlerin iş hacmine göre öz kaynaklarının yeterli olmadığının, işletme sermayesi açıklarının bulunduğunun, kâr oranlarının düştüğünün, Firmaların leasing ödemeleri

nedeniyle zararda olduklarının, kur farkı yüzünden büyük borç yükü altına girdiklerinin belirtilmesine rağmen yönetim kurulunun 13.02.1997 tarihli kararı ile şirket lehine önerilen kredinin aynı miktar ve şartlarda onaylandığını, dava dışı kredi kullanan şirketin bankalara olan edimlerini yerine getirememesi sonucunda müvekkili bankadan kullanılan ve nakde dönüşen borç nedeniyle 354.434,55 TL üzerinden yasal takip başlatıldığını, borçlu şirketin ve kefillerinin iflasına karar verildiğini, söz konusu şirketler yönünden ödemeden aciz belgesi alındığını, meydana gelen banka zararından davalıların sorumlu bulunduklarını ileri sürerek, 11.318.396,67 TL’nın faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı bankanın zararının gerçekleşmediğini, devlet memuru olan banka çalışanlarının hazırladıkları önergeye dayalı olarak kredinin onaylandığını, kendisine yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı bankanın zararının gerçekleşmediğini, devlet memuru olan banka çalışanlarının hazırladıkları önergeye dayalı olarak kredinin onaylandığını, müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı bankanın zararının gerçekleşmediğini, devlet memuru olan banka çalışanlarının hazırladıkları önergeye dayalı olarak kredinin onaylandığını, müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kredi işleminin usulüne uygun biçimde gerçekleştirildiğini, söz konusu işlemden sonra 1998 yılında da dava dışı şirkete kredi verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davacının zarara uğramadığını, kredi işleminin usulüne uygun biçimde gerçekleştirildiğini, söz konusu işlemden sonra 1998 yılında da dava dışı şirkete kredi verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kredinin verildiği tarihte kredi verilen şirketin olumsuz bir durumunun olmadığını, kredi verildikten yaklaşık 2 yıl sonra şirketin mali durumunun bozulduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davacının zarara uğramadığını, kredi işleminin usulüne uygun biçimde gerçekleştirildiğini, söz konusu işlemden sonra 1998 yılında da dava dışı şirkete kredi verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkiline herhangi bir kusur atfedilmesinin mümkün bulunmadığını, söz konusu şirkete kullandırılan krediyi onaylayanlar arasında müvekkilinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkiline herhangi bir kusur atfedilmesinin mümkün bulunmadığını, söz konusu şirkete kullandırılan krediyi onaylayanlar arasında müvekkilinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı bankanın zararının gerçekleşmediğini, devlet memuru olan banka çalışanlarının hazırladıkları önergeye dayalı olarak kredinin onaylandığını, kendisine yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı bankada yönetim kurulu üyesi, genel müdür, daire başkanı, bölge müdürü, şube müdürü olarak çalışan davalıların …. Sağlık Hizmetleri A.Ş’nin 25.11.1996 tarihli mali tahlil istihbarat raporunda iş hacmine göre öz kaynaklarının yeterli olmadığı, bilanço aktifinin yabancı kaynaklarla finanse edildiği, borçlanmasının çok yüksek olduğu, karın giderek azaldığı, leasing borçları nedeniyle mevcut karının dahi zarara dönüştüğü ve bunun dışındaki borçlanmalarının da çok yüklü olduğu, ayrıca krediye kefil olması planlanan ….Yatırım A.Ş’nin
işletme sermayesi açığı olup faaliyet zararına uğradığının tespit edilmesine rağmen kredi başvurusunda bulunan …. Sağlık Hizmetleri A.Ş lehine kredi kullandırılması yönünde teklif ve uygun görüşünün bildirildiği ve yönetim kurulunca da bu kredinin onaylandığı ve ilgili şirkete 27.02.2000 tarih vadeli teminat mektup kredisinin kullandırıldığı, davalı …’in … Caddesi şube müdürü, davalı …’ün istihbarat daire başkanı, …’ün başkent birinci bölge başmüdürü, davalı …’ın ise başkent birinci bölge müdürü olarak görev yaptığı, diğer davalıların da yönetim kurulu üyesi oldukları, haklarında verilen ilk kararın kesinleştiği, davalıların usulsüz kredi nedeniyle doğan banka zararından sorumlu bulundukları gerekçesiyle, davalılar …, …, …., …., … ve ölü … mirasçıları…. ve … hakkında verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar …, …, … ve … hakkındaki davanın kısmen kabulü ile, 5.115.305,02 TL’nin (kendi aralarında ve hakkındaki karar kesinleşen davalılar ile tahsilde tekerrür olmamak üzere) dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili, davalı … …., …, …, … vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili davalı … …., …, …, … vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili davalı … …., …, …, … davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, istek halinde aşağıda yazılı 80,90 TL harcın temyiz edene (davalılar …., …, …., …) iadesine, 11/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.