Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/4435 E. 2020/1665 K. 18.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4435
KARAR NO : 2020/1665
KARAR TARİHİ : 18.02.2020

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 18/05/2018 tarih ve 2014/839-2018/507 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 18.02.2020 günü hazır bulunan davacı vekili Av…. ile davalı asil … vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait maden ocağını demirbaşları ile birlikte 400.000 TL’ye satın aldığını, satış bedelinin 120 ayda 7.500.- TL’lik taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin taksitleri ödemede gecikmesi üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesini gerekçe göstererek davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve müvekkilince teminat olarak verilen taşınmazı sattığını, sözleşmeye göre davalının alacağı dışında kalan paranın müvekkiline iadesi gerektiğini, davalının yaptırdığı tespite göre taşınmazın değerinin 983.500.- TL olduğunu, borcun 100.000.- TL’lik kısmı ödendiğinden davalının müvekkili aleyhine 683.500.- TL sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100.000.- TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, dava değerini 500.000.- TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacının ödemesi gereken bedelin 900.000.- TL olduğunu, 400.000.- TL’nin maden sahasının değeri olup bu meblağa demirbaşların değerinin dahil olmadığını, taşınmazın 460.000.- TL’ye satıldığını, müvekkilinin halen davacıdan alacaklı bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında 05/02/2008 tarihinde imzalanan sözleşme ile MTA işletme ruhsatlı mermer sahası ve içindeki demirbaşların … tarafından …’e satıldığı, satış bedelinin teminatı olarak borcu bittiğinde tekrar iade edilmek üzere … tarafından dava konusu taşınmazın …’a devredildiği, sözleşmenin 4. maddesince üst üste 3 taksidin gecikmesi halinde sözleşmenin feshedilerek teminat olarak verilen dava konusu taşınmazın satılacağı ve …’un alacağına ulaştıktan sonra kalan paranın …’e iadesinin kararlaştırıldığı, üst üste 3 taksidin ödenmemesi sebebiyle taşınmazın satıldığı, davacının davalıya sözleşme kapsamında toplam 39.000,00 TL ödeme yaptığının ve dava konusu MTA işletme ruhsatlı mermer sahası ve içindeki demirbaşların bedelinin sözleşme tarihi itibariyle ve tarafların da kabulünde olduğü üzere 400.000,00 TL olarak alınması gerektiği, taşınmaz bedelinin 900.000,00 TL ve MTA işletme ruhsatlı mermer sahası ve içindeki demirbaşların 04.11.2009 tarihindeki rayiç toplam değerinin 353.000,00 TL olarak tespit edildiği, buna göre maden ocağı ve demirbaşların değerinde artma değil eksilme meydana geldiği dolayısıyla davacının 500.000.- TL zarar uğradığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 100.000.- TL dava tarihi yönünden 400.000.- TLyönünden ıslah tarihi olan 03/11/2010 tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle birlikte, 500.000.- TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının bakiye alacağa yönelik iddiaları yönünden hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalıya ait maden ocağının 05.02.2008 tarihli sözleşme ile maden ocağı ve demişbaşlarla birlikte satın aldığını, ancak davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, teminat olarak verdiği taşınmazın davalı tarafından satıldığını ve davalının sebepsiz zenginleştiğini iddia etmektedir. Sözleşmeye göre, 120 ay üzerinde aylık 7.500.-TL ödeme yapılacak, üstüste 3 taksit gecikmesi halinde yapılan anlaşmanın feshine, teminat olarak verilen taşınmaz malın satışının yapılıp …’un alacağı dışında kalan paranın …’e iade edilmesine (satılan sahanın değeri 400.000 TL) karar verilmiştir. Ayrıca, 03.11.2007 tarihli teslim belgesi ile tek tek sayılarak 12 adet demirbaş davacıya teslim edilmiştir. Dairemizin 11.09.2014 tarihli bozma ilamında, sözleşmeye konu maden sahası ve davacıya 03.11.2007 tarihli tutanakla teslim edilen demirbaşların, satış bedelinin teminatı olarak devredilen taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin belirlenmesi ve oluşacak durum karşısında karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemece, satış bedelinin teminatı olarak devredilen taşınmazın satış tarihindeki rayiç değerinin belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmış ve buna göre, 900.000.- TL tespit edilen taşınmazın bedelinden 400.000.- TL maden sahası ve demirbaşların bedelinin mahsubu ile kalan 500.000.- TL’nin davacıya iadesi gerektiği yönünde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı tarafından, sözleşmede belirlenen toplam 900.000.-TL bedelin vadeli satış olmasından kaynaklı olduğunu, devir tarihinde maden sahasının 400.000.-TL değerinde olduğunu, demirbaş bedellerinin bu sözleşmeye dahil olmayıp ayrıca hesaplanması gerektiğini, ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda demirbaş bedellerinin emsal araştırması yapılmadan neye göre ve nasıl belirlendiği anlaşılmaksızın çok düşük gösterildiğini, teslim tarihindeki değerinin çok daha fazla olduğunu, yine maden sahsası için emsal araştırması yapılmadığı, maden sahasına biçilen değerin çok düşük olup gerçeği yansıtmadığını, saha için düzenlenmiş faaliyet raporu ve işletme projesindeki verilerin bilirkişilerce dikkate alınmadığını, maden sahası ve demirbaşlar için belirlenen 353.000.-TL’nin kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ileri sürmüştür. Sözleşmede öngörülen 900.000.-TL ödeme ile 900.000.-TL değerindeki bir taşınmazın teminat olarak gösterilmesi de esasen hayatın olağan akışına uygun görülmektedir. Dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları ise, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olan maden sahasının ve devredilen demirbaşların değerinin belirlenmesi hususunda denetime elverişli tespit ve değerlendirmeler içermediği gibi, davalının hükme esas alınan rapora yönelik ciddi itirazları da yargılama sürecinde karşılanmaksızın mahkemece sonuca varılmıştır.
Bu durumda, dosya kapsamında bulunan önceki tarihli bilirkişi raporları ve davalının özellikle hükme esas alınan son rapora yönelen ciddi itirazları da dikkate alınarak, maden sahasının ve devredilen demirbaşların teminat konusu taşınmasın satış tarihindeki değerinin denetime elverişli şekilde ve ayrı ayrı tespiti gerektiğinden, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.