YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4326
KARAR NO : 2019/6114
KARAR TARİHİ : 02.10.2019
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Aksaray 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 18/05/2017 tarih ve 2015/150 E- 2017/181 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince verilen 31/05/2018 tarih ve 2017/861 E- 2018/585 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi asıl ve birleşen davada taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı/birleşen dosyada davalı vekili, tarafların ortak oldukları Kaptan Sağlık Hizmetleri Tic.ve San. Ltd. Şti.’ni 920.000,00 TL bedel ile Subay Grup Sağlık Hizmetleri Turizm İnşaat Oto Eğitim ve Dan. San. Tic. Ltd. Şti.’ne satılması konusunda sözleşme imzaladıklarını, Subay Grup … Ltd. Şti. tarafından sözleşmedeki yükümlülüğün yerine getirildiğini, ancak davalının ödemeyi aldıktan sonra şirket hissesini ve uygunluk belgesinde bulunan 2 tam zamanlı FTR kadrolarının devir işlemine yanaşmadığını, davalının şifahi uyarıların neticesiz kalması üzerine, Ankara 58. Noterliğinin 16/12/2013 tarih ve 32008 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı şirketin uğrayacağı tüm zararları kendisinden talep edebileceğini ihtar ettiğini, davalının ihtara rağmen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Subay Şirketi tarafından Kaptan Sağlık şirketi aleyhine Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2014/3067 sayılı dosyası ile ödemiş olduğu bedelin iadesi için 920.000,00 TL üzerinden icra takibi başlattığını, Kaptan şirketine ait menkul, araç, banka hesapları, kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm hak ve alacakları üzerine haciz koydurarak alacakların tahsil edildiğini, davalının sorumsuz bir şekilde hareket etmesi nedeniyle şirketin zarara uğradığını, değer kaybettiğini, şirket ortağı olarak davacının da hissesi oranında zarara uğradığını, davacının hissesi oranında davalıya rücu etme hakkı doğduğunu, alacağın tahsili için Aksaray 2. İcra Müdürlüğünün 2015/904 sayılı dosyasından başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek takibe yönelik davalının itirazının iptaline, % 20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı/birleşen dosyada davacı vekili, zararının asıl dosya davacısının kendi kusuru ile oluştuğunu, devir anlaşmasının 2013 yılı 12. ayında yapıldığını, bu anlaşma gereğince gerekli izinlerin alındığını, devir işlemi yapılacakken Subay Grup Yönetim Kurulu Başkanı …’nın devir işleminin Pusat Ltd. Şti. adına yapılmasını istediğini ve devrin 26/12/2013 tarihinde yapıldığını, aynı tarihte Subay Grup adına …’nın sözleşme gereği ödendiği söylenen 920.000,00 TL bedel ve 500.000,00 TL cezai şart yönünden Kaptan Sağlık şirketini ibra ettiğini, ayrıca cezai şart ile ilgili olarak başlatılan Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2013/19026 sayılı dosyasındaki alacağından feragat ettiklerine dair belgeyi de verdiğini, …’nın Pusat Ltd. Şti’nin gizli ortağı olduğunu, davacı/birleşen dosya davalısı ile … ve Pusat Ltd. Şti.’nin birlikte hareket ettiklerini, davalı/birleşen dosya davacısının hissesini elinden almak için davalıyı aldattıklarını, işlemi işletme devri gibi gösterdiklerini, bir süre sonra ise davacı/birleşen dosya davalısının Pusat Ltd. Şti’nin bir kısım hisselerini satın aldığını, Kaptan Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti’nin işlettiği Fizik Tedavi Merkezinin şu anda görünüşte Pusat Ltd. Şti.tarafından işletilirken, gerçekte … ve davacı/birleşen dosya davalısı … tarafından eşit ortak olarak işletildiğini, Ankara 15. İcra Müdürlüğünün 2014/3067 sayılı dosyasında gerçek bir alacak olmadığını, dosyadaki bütün tebligatların davacı/birleşen dosya davalısına bizzat yapılmasına rağmen davalı/birleşen dosya davacısını haberdar etmediğini ve icra takibine itiraz da etmediğini, davacı/karşı davalının kastı ve kusuru ile gerçekleşen bu işlemler nedeni ile davalı/birleşen dosya davacısının ve ortağı olduğu şirket mal varlığının 512.000,00 TL eksildiğini, bu değerin yarısı olan 256.000,00 TL’nin davacı/karşı davalıdan tahsiline, asıl davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların her ikisinin de Kaptan Sağlık Hizmetleri şirketinin eşit derecedeki yetkilileri olduğu, Subay Grup Şirketinin cezai şarttan vazgeçtiği hususu da gözetildiğinde, tarafların ortak oldukları şirketin zarara uğramasının söz konusu olmayacağı, satış bedelinin iade edilmemesi neticesinde şirketin gördüğü bir zarar varsa bundan tarafların eşit şekilde kusurlu olacağı, yapılan icra takibi ile bedeli geri istemesi eyleminin yasaya uygun bir talep olduğu da gözetilerek bir zarar olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bir zararın varlığı kabul edilse bile meydana gelen zararın tarafların birlikte yaptıkları eylemden kaynaklandığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise, yapılan icra takibinin tarafların ortak olduğu şirket adına tahsil edilen 920.000.- TL’nin, satışın gerçekleşmemesi nedeni ile iadesinin gerektiği halde iade edilmemesinden kaynaklı olduğu, bu miktarı Subay Grup Şirketine iade yükümlüğünün hem davacı hem de davalıya birlikte ait olan bir sorumluk olduğu, davacının kendine ait sorumluluğu yerine getirmeyip borçlu olunan parayı ödememesine rağmen yapılan icra takibi nedeni ile zarara uğradığını beyan etmesinin haklı olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen dosya taraf vekilleri istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, asıl dava ve birleşen davada ileri sürülen zarar kalemlerinin doğrudan zarar olmayıp, dolaylı zarar kapsamında olduğu, asıl dava ve birleşen davada davacıların böyle bir davayı açabilirlerse de hükmedilecek tazminatın kendilerine değil ancak şirkete verilmesini talep edebilecekleri, ancak tazminatın şirkete verilmesi yönünde bir istemleri bulunmadığı, usul ve yasaya aykırı olarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde farklı gerekçeyle asıl ve birleşen davanın reddi kararının yerinde olmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, davalı ……’nun kötü niyet tazminat talebinin reddine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen dosya taraf vekilleri temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 52,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 02/10/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.