Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/4163 E. 2020/3322 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4163
KARAR NO : 2020/3322
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/04/2016 gün ve 2012/429 – 2016/225 sayılı kararı onayan Daire’nin 18/04/2018 gün ve 2016/10073 – 2018/2888 sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 22.02.2011 tarihinde “Yangın All Risks ve Makine Kırılması Sigorta Sözleşmesi” imzalandığını, 16.10.2011 tarihinde hasarın meydana geldiğini, 17.10.2011 tarihinde hasarın ihbar edildiğini, hasar bedelinin ödenmemesi üzerine Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2012/4810 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hasar ihbarı üzerine hasar dosyası açarak hasar tespiti yaptırdıklarını ve 1.573.468 USD hasar bedeli tespit ederek 15.10.2012 tarihinde ödediklerini, davacının boru onarım bedelinin çok üzerinde gasfree ve basınç gaz ayar zayiat ve kâr kaybı masraflarını da istemekte olduğunu, bunların teminat kapsamı dışında kaldığını, sözleşmeye göre müvekkilinin yurt dışı reasürörlerden tahsilat yapmasından itibaren 15 gün içinde davacıya ödeme yapmak durumunda olduğunu, müvekkili tahsilat yapmadığından henüz temerrüt oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, poliçede sigortalının davacı BOTAŞ olduğu, boru hattı ve içindeki ham petrolün teminat kapsamında bulunduğunu, terör olayları sonucu oluşan hasarların da teminat kapsamına girdiği, davalı tarafından belirtilen ve boruda kaldığı varsayılan petrolün minimum % 10 oranında olduğunun tahmine dayalı bulunduğu, bu petrolün boru hattının onarımı sırasında boruda kalmış olmasının mümkün olmayacağı, zeyilname ile ek prim alındığının anlaşıldığı, eksik sigorta uygulamasının söz konusu olmadığı, davacının talep ettiği miktar olan 2.087.824,35 USD’den 250.000,00 USD muafiyet tenzilinden sonra 1.837.824,35 USD (=3.332.710,67 TL) toplam hasar bulunduğu, 17.10.2011 tarihinde gerçekleşen hasar ihbarının 23.01.2012 tarihinde hasar tespitine yarayan belgelerin sigortacıya ibraz edilmesi ve poliçenin 7. maddesinde öngörülen 3 aylık süre itibariyle davalının 16.03.2012 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, belirtilen düzenleme karşısında reasürörden ödeme yapılmadığı için temerrüt oluşmadığı savunmasının doğru olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verieln karar taraf vekillerinin temyizistemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 38,50 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 477,45 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen taraflardan ayrı ayrı alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 30/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.