YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4126
KARAR NO : 2019/5467
KARAR TARİHİ : 16.09.2019
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 8. Tüketici Mahkemesince verilen 17/04/2018 tarih ve 2016/1027-2018/323 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili ile fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 26.647 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka’nın teşvik ve yönlendirmesi ile Yurtbank A.Ş. …Şubesi’ne 1.000,00 TL mevduatını 06/10/1999 tarihinde, 22.000,00 TL mevduatını 15/12/1999 tarihinde vadeli olarak yatırdığını, henüz paranın vadesi gelmeden banka yönetimine el konulduğunu ve hesap bedellerinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin kasıtlı olarak off shore bankası adına açılan hesaba mevduat yatırmasını sağlayan ve bu bankanın paravan bir banka olduğunu gizleyen davalının müvekkilinin ödenmeyen mevduatından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL’nin 06/10/1999, 22.000,00 TL’nin 15/12/1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ING Bank A.Ş. vekili, husumet, zaman aşımı, hak düşürücü süre yönünden davanın usulden ve davacının daha fazla faiz getirisi elde etmek için seçtiği hesap türü ve parasını bu hesapları değerlendirmek üzere verdiği talimat ve müvekkili bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işlemi bulunduğunu savunarak, esastan da reddini istemiştir.
Fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekilleri ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilam ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 06/10/1999 tarihinde Yurtbank A.Ş’nin şubesinde OFF-Shore hesabı açtırdığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarıyla banka ile Off-Shore arasında organik bir bağ olduğu, mudileri aleyhine örgütlü, planlı ve kasıtlı olarak kötüye kullanıldığı ve mudilerinin zarara uğratıldığı, davalı Yurtbank’ın yatırılan mevduat alacağından sorumlu olduğu, satış ve birleştirme işlemleri nedeniyle davalı …’ın davacıların mevduat alacağından sorumlu olduğu, ceza mahkemesi kararının kesinleşmesi göz önüne alındığında zamanaşımının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 1.000.00 TL’nin 21/12/1999 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. maddesine göre belirlenen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 22.000,00 TL’nin 22/03/2000 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 2. maddesine göre belirlenen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ile fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekili ile fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekillerinin aşağıdaki bendin kaspamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, off shore hesabına aktarılan paranın haksız fiil hükümleri uyarınca tahsili istemine ilişkindir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, davalı bankanın halefi olduğu banka ile davacı arasında akdi ilişki olmadığından, ilke olarak off shore hesabına yatırılan ana paranın yatırıldığı tarihten itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekmekte olup, iade hükmü kurulurken banka tarafından davacıya yapılan ara ödemelerin, anaparadan düşülerek bakiye miktar üzerinden hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yapılan ödemeler nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ile fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekillerinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ile fer’i müdahiller TMSF ve OYAK vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.