Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/4067 E. 2019/5341 K. 12.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4067
KARAR NO : 2019/5341
KARAR TARİHİ : 12.09.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 11.05.2018 tarih ve 2018/31-2018/372 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10.09.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …, davalı … vekili Av. … ve diğer davalı …Ş Antalya Şube Müdürlüğü vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka nezdinde bulunan 100.000 USD ve 36.000,00 TL parasının davalı … tarafından davacının duyduğu güven nedeniyle verdiği boş imzalı dekontlar kullanılmak suretiyle çekildiğini, davalı …’ün, zaman zaman küçük kağıt parçaları üzerine davacının parasının miktarını ve tarihini yazıp verdiğini, davacı paranın dökümünü gösteren banka cüzdanını almak istediğinde davalı …’ün müvekkiline çeşitli bahanelerle hesap cüzdanın dökümlerini vermediğini, bir süre sonra davacının ısrarları üzerine biri vadeli 50.000 Dolar diğeri vadesiz 50.000 Dolar, üzerinde davacının adı olan banka cüzdanlarını verdiğini, Lara Finansbank şubesinde davacının hesabında yapılan kontrol sonrasında 7 bin küsur dolar döviz ve TL hesabında ise 19 Milyar TL para olduğunun, başkaca parasının olmadığının anlaşıldığını, davalılar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek, 101.249 Amerikan Doları’nın 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davanın kısmen kabulüne, 43.340,00 USD’nin 26/08/2003 tarihinden itibaren, 51.265,62 USD’nin 01/09/2003 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Amerikan doları cinsi dövize uygulanan değişen oranlarda faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı banka vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, davacının davalı banka nezdindeki hesabındaki parasının diğer davalı banka çalışanının usulsüz işlemleri ile çekildiği iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemiz bozma ilamında, “… dava dilekçesinde 101.249 Amerikan dolarının 01.12.2003 tarihinden itibaren, 20.000,00 TL (20.000.000.000 eski TL) mevduatın da 08.09.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne, 86.692 Euro’nun Türk Parası karşılığı 140.679,35 TL’nin 01.12.2003 tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmiştir. Hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği nazara alınarak davacının talebi nazara alınmaksızın hangi tarihteki kur oranlarının uygulandığı da anlaşılmaksızın istenebilecek bedelin TL karşılığına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, alacağın muaccel olduğu tarihe kadar hesabın niteliğine göre işleyecek faize, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren ise 3095 sayılı yasa hükümleri uyarınca belirlenecek faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu suretle, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kaydıyla davada yer alan talep nazara alınarak alacağın belirlenmesi, yine hesap türü, davacının dava konusu ettiği alacağını bankadan talep ettiği tarih gözetilerek faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerektiğinden…” denilerek hüküm davalı banka yararına bozulmuş; mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, faiz başlangıç tarihi olarak talebi aşar şekilde 26.08.2003 ve 01.09.2003 tarihleri esas alınmış, uygulanacak faiz oranı da Dairemiz bozma ilamında belirtildiği şekilde hesaplanmamıştır.
Bu durumda, Dairemiz bozma ilamı nazara alınarak, temyiz edenin sıfatına göre kazanılmış haklar saklı kalmak kadıyla faiz başlangıç ve oranlarının tespiti gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı bankaya iadesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.