Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3711 E. 2018/8165 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3711
KARAR NO : 2018/8165
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … … …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/07/2015 tarih ve 2009/640-2015/253 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin sermayesinin 42.000.000,000,00 TL (kırkikimilyar ) olduğunu bunun 337,500,00 TL’sinin nakdi, kalan 41.662,500,000,00 TL’nin ayni sermayeden teşekkül ettiğini, … ve köşk müştelimatlarının bulunduğu arazi ile köşk ve diğer tarihi taşınmazların 41.662.500.000,00 TL değerli olduğu, ayni sermayenin bu kıymetlerinden teşekkül ettiğini dolayısı ile dava konusu taşınmazın Türk Ticaret Kanunun 303. maddesine göre iş bu anonim şirkete sermaye olarak konulduğunun görülmekte olduğunu, davalı şirketin yolsuz tescil nedeni ile tapu iptal ve davacı adına tescilini talep ettikleri bu taşınmazın muvazaa dayalı satış işlemi nedeni ile tapuda kayıt maliki göründüğünü, davalı … …ın kendi adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın tamamını davacı şirkete ayni sermaye olarak koymuş olduğu halde tapuda taşınmazın 1/… hissesini muvazalı bir işlem ile satış akdi gibi göstererek 1.000.000.000,00 TL bedelle …’a devrettiğini, daha sonra … ile …’ın birlikte davalı Çamlıca Turizm Yatırımları Sanayi ve Ticaret A.Ş.’yi kurduklarını şirketin tüzel kişilik kazanmasından sonra her ikisinin tapuda sahip oldukları 1/…’şer hisseyi davalı şirkete satış akdi olarak göstererek muvazalı bir işlem ile ….000.000.000,00 TL satış bedeli gösterilerek devredildiğini, davalı …’ın bu taşınmazın davacı şirkete ayni sermaye olarak taahhüt ettiğini, 1/… hissesi satın alan … tarafından bilindiğini, bu nedenle … 1/… kayıt maliki yapan görünürdeki satış akdinin yolsuz bir işlem olduğunu, davalı şirketin bu işlemleri bildiğini ileri sürerek yolsuz tescil nedeni ile tapu k…ın iptali ile davacı adına hükmen tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacı şirketin %95 hissesinin diğer davalı … … ait olduğunu, bu davanın diğer davalı … tarafından şirkete sermaye olarak taahhüt edilen taşınmazın mülkiyetinin davacı şirkete geçirilmemesi nedeni ile açıldığını, bu nedenle davacı şirket tarafından açılan davanın zaman aşımına uğradığını, davalı … tarafından …’a yapılan satış ve devir işleminden davacı şirketin haberdar
olmamasının düşünülemeyeceğini, diğer davalının tüzel kişilik perdesinin arkasına saklandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davalı şirketin davacının ayni sermayesi olan taşınmazı zimmetinde tutmasının hiçbir yasal dayanağı olmadığını, taşınmazın satış bedelinin … tarafından hiçbir şekilde ödenmediğini, kendisinin ve davacı şirketin davalı şirketin hakim ortağı … tarafından dolandırıldığını belirterek davayı kabul ettiğini açıklamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu taşınmazın davalı … tarafından davacı şirkete ayni sermaye olarak konulmasının taşınmazın mülkiyetini doğrudan davacı şirkete geçirmemiş olduğu, talebi ile tapuda tescil işlemini gerçekleştirmesi gerekirken bu işlemi yapmadan Ceylan İnşaat firması ile sermaye olarak konulan taşınmaz üzerinde anahtar teslimli inşaat sözleşmesi yaptığı, sözleşmesinin 30 nolu bendine de yüklenici şirket ile ortaklık kurulabileceğinin hüküm altına alındığı, şirketin hakim ortağı, davalı …’ın bu sözleşme tarihinden sonra ayni sermaye olarak taahhüt edilen taşınmazın 1/…’sini önce yüklenici şirketin temsilcine tapudan devretmesi sonra her ikisinin birlikte hisselerini kurdukları şirkete satmaları durumunun davacı şirket tarafından bilindiğinin kabulü gerektiği, kurulan ortaklık içinde davaya konu taşınmazın ortaklığa devri husunun davacı şirketin bilgisi dahilinde olduğunun kabulü gerektiği, davacı şirketin hakim ortağı …’ın taahhüdünü yerine getirmesi için davacı şirketin tapuda en azından tedbir yoluna başvurması mümkün iken bunu yapmadan taşınmaz üzerinde inşaat sözleşmesi yapması ve sözleşme ile başka bir ortaklık kurulacağının belirlenmesi aslında bu taşınmazın başka bir ortaklığa konu edilebileceğinin davacı tarafından da biliniyor olduğunu gösterdiği, davalı … muvazaa yaptığını kabul etmiş ise de dava tapu iptal tescil olup, tapu davalı şirket adına kayıtlı olduğundan davacının davalıdan doğrudan tapu iptal isteyemeyeceği, bu dava yönünden davalı …’ın kabul beyanının davayı etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı şirkete ayni sermaye olarak taahhüt edilen taşınmazın muvazaalı şekilde davalı şirkete devredildiği iddiasına dayalı tapu iptali ile davacı şirket adına tapuya yazımı istemine ilişkindir.
Davada husumet yöneltilen davalı …, aynı zamanda davacı şirketin temsilcisi olup,onun tayin ettiği vekil vasıtasıyla dava açılıp yürütülmüştür.
Aynı dava içinde hem davacı şirketi temsil eden, hemde davalı olarak husumet yöneltilen kişi ile şirket arasında çıkar çatışması bulunduğu açıktır. Bu durumda aradaki çıkar çatışması gözetilerek eldeki davada şirketi temsil etmek üzere temsil kayyımı ataması yaptırılması ve davaya kayyım veya atayacağı vekil aracılığı ile devam edilmesi gerekir iken,bu husus gözden kaçırılarak işin esası hakkında karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
…- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan/nedenlerle kararın re’sen BOZULMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, …/…/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.