Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3695 E. 2019/5893 K. 26.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3695
KARAR NO : 2019/5893
KARAR TARİHİ : 26.09.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 28. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 07/02/2017 tarih ve 2014/332 E- 2017/18 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/03/2018 tarih ve 2017/892 E- 2018/219 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Triolon Uluslararası Taşımacılık Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, takibin kesinleşmesi üzerine davalı bankanın…Şubesine İİK 78. maddesi gereğince haciz yazısı gönderildiğini, davalı bankanın haciz yazısına cevap vermediğini, borçlu şirketin bankadaki hesaplarına haciz şerhi işlemeyerek hukuka aykırı davrandığını, haciz yazısından sonra dava dışı şirketin hesaplarından para çekme işlemi yapıldığını, davalı bankanın dava dışı şirketin hesaplarına haciz şerhi işlemeyerek müvekkilinin zararına sebep olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 1.000.- TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 22/09/2016 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesini ıslah ederek talep sonucunu 453.000,00 TL artırmıştır.
Davalı vekili, davacı tarafından bankaya gönderilen yazının İİK 89. maddesi kapsamında haciz yazısı olmadığını, haciz şerhinin hesaplar üzerine işlendiğini, haciz yazısından sonra hesaba gelen tutarların banka tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, hesaplarda bulunan paralar üzerinde müvekkili bankanın rehin hakkı bulunduğunu, sadece haciz yazısının tebliğ tarihi itibariyle hesapta bulunan bakiyeden sorumlu olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibinde davalı bankaya 24/09/2013 tarihinde haciz yazısı gönderildiği, yazılan müzekkerede borçlu şirketin TL, Euro ve USD hesapları üzerine haciz konulmasının istendiği, 24/09/2013 tarihi itibariyle Euro hesabında 572,00 Euro bakiye bulunduğu, TL hesabının -39,55,57 TL olduğu, USD hesabında para bulunmadığı, ancak haciz yazısından sonra bir kısım paranın hesaplaragirdiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın İİK 78. maddesinden kaynaklı olup müstekbel alacakların haczinin mümkün olup olmadığı noktasında toplandığı, bankaya haciz yazısı ulaştığı tarihten sonra borçlu şirketin hesaplarına değişik zamanlarda para geldiği ve davalı banka tarafından hesap sahibine ödemelerde bulunulduğu, yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre haciz yazısının bankaya ulaştığı tarihte borçlu adına mevcut hesaptaki meblağ hakkında hüküm ifade edeceği, oysa o tarih itibarıyla hesaplarda herhangi bir paranın bulunmadığı, Euro hesabında bulunan paranın ise bankadan kullanılan krediye mahsup edildiği, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve davalı lehine 1.000,00 TL vekalet ücretine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusun esastan reddiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.