Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3652 E. 2019/7462 K. 25.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3652
KARAR NO : 2019/7462
KARAR TARİHİ : 25.11.2019

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/05/2017 tarih ve 2014/811 E- 2017/759 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 23/05/2018 tarih ve 2018/17 E- 2018/497 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalının hisse senedi alım-satımı konusunda sözleşme yaptığını, 19/10/1999’a kadar bu işlemlerle davalı personeli …’nun ilgilenmekte olduğunu, yatırım işlemleri ile ilgili talimatların telefonla verildiğini, … tarafından el yazısı ile yazılan ve dava dışı…n’a verilen protokol yazısında davacının davalıdan olan alacağının yazıldığını ancak davalı şirketin hesaplarında müvekkilinin alacağın görünmediğini, ihtarname ile davalıdan yatırım araçlarının teslimini talep etmesine rağmen alacağın ödenmediğini ileri sürerek 3100 lot petkim, 972 lot Doğan Holding hisse senedinin aynen teslimini, bunun mümkün olmaması halinde bunun yerine piyasa değeri olan 137.494.000.000 TL ile ayrıca fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 130.000.000.000 TL’lik alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında hissi senedi alım satım ilişkisi bulunduğunu,Yargıtay uygulamalarına göre aracı kurumun hesap ekstrelerinin incelenerek belirlenebileceğini, davaya dayanak iki adet belgeyi kabul etmediklerini, …’nun anılan belgeyi baskı altında hazırladığını savcılık ve mahkeme ifadelerinde belirttiğini, belgelerin davalıyı bağlamayacağını, savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davaya dayanak belgelerde şirket kaşesinin veya şirket adına düzenlendiği emaresini uyandıracak bir ibarenin bulunmadığı, bu nedenle alacak hesabının davalıya defterlerindeki tahsilat ve tediye makbuzlarına dayanılarak tespit olunması gerektiği, belirtilen şekilde hesaplama yapan bilirkişi heyet raporları hükme esas alınmak suretiyle davacının alacağının 6.113,51 TL olduğu, davalının ihtarname ile temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla 14/01/2000 tarihli ihtarname dikkate alınarak temerrüt tarihi tespit olunarak davanın kısmen kabulüne, 6.113,51 TL’nin 17/01/2000 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararı verilmiştir.
Karar aleyhine, taraf vekillleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; dava dışı … tarafından düzenlenen 14.10.1999, 18.10.1999 tarihli belgelerin hisse senetlerinin varlığı hususunda tek başına delil olarak kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı, davalı kayıtlarında dava konusu edilen ve inkara uğrayan hisselerin alımı hususunda bir belge ve bilgi bulunmaması nedeniyle isbat külfetinin davacı tarafta bulunmasına ve geçerliliği tartışmasız olan tahsilat ve tediye makbuzlarına göre hesaplama yapan 09/11/2009 bilirkişi raporunun 2. ek raporu ve 31/10/2013 tarihli bilirkişi raporu uyarınca alacak miktarının 6.113,51 TL olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davanın 130.000 TL üzerinden açıldığı, daha sonra hisse senetleri için de 137.494,00 TL değer üzerinden harç yatırıldığı, dolayısıyla dava değerinin toplam 267.494,00 TL olduğu ve bu miktar üzerinde vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin hesaplanması gerekirken, 130.000,00 TL üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin hesaplanması doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, hisse senetlerinin aynen teslimi ve alacak istemine yöneliktir. Mahkemece, davalı şirket çalışanı… tarafından imzalanan 14.10.1999 ve 18.10.1999 tarihli belgelerin davalı şirketi bağlayıcı belgelerden olmadığı gerekçesiyle davacının yatırım hesabı ve banka hesap özetleri ile davalı taraf belge ve kayıtlarına göre hesaplanan alacağın tahsiline karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının hisse senedi alım satım işlemlerini takip eden…’nun davalı şirket yönetim kurulu kararı ile 06.01.1997 tarihinde yurt içi işlemlerde temsil ve ilzama yetkili olmak üzere 1. derecede yetkili kılındığı, bu yetkinin 23.11.1999 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı şirket tarafından temsil ve ilzama yetkili kılınan müdürün elinden çıktığı sabit olan belgelerin davalı şirketi bağladığının kabulü gerekir. Davalı şirketin çalışanı… tarafından şirketin kaşesi altında imzalanan 18.10.1999 tarihli belgeye göre, davacının davalı şirket nezdinde 18.10.1999 tarihinde 420 lot Doğan Holding, 3100 lot Petkim hissesi ve 40.000 TL alacağı olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece 18.10.1999 tarihinden sonra davacının yatırım hesabı ve banka hesabı işlemleri ile davalı şirkete ait defter ve kayıtlar incelenerek yatırım hesabında yapılan işlemler neticesinde dava tarihinde davacının hisse senedi ve alacak miktarını denetime elverişli şekilde hesaplayan bilirkişi raporu alınarak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ve eksik araştırmaya dayalı olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 25/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.