Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3572 E. 2019/90 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3572
KARAR NO : 2019/90
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/03/2011 tarih ve 2009/669-2011/171 sayılı kararın temyizi üzerine Dairemizin 02.04.2018 tarih ve 2016/13600-2018/2273 sayılı Bozma Kararı aleyhinde davalılar vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine, karar düzeltme dilekçesinin süresi içerisinde verilmiş olduğu anlaşılmakla düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; …Eyalet Mahkemesi tarafından verilen 16/08/2005 tarih ve 6 O 544/04 sayılı kararının kesinleştiğini ve tenfiz şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının yabancı mahkeme kararına ait kesinleşme şerhi bulunan tercümesi ile dava dilekçesi ve kararın davalılara tebliğine ilişkin belgeleri sunması için davacıya verilen 30 günlük kesin süre içinde ilgili belgelerin dosyaya sunulmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davacı tarafın temyizi üzerine Dairece, davacı vekiline, kesinleşme şerhi bulunan yabancı mahkeme kararının tercümesi ile kararın ve dava dilekçesinin tebliğine ilişkin belgeleri ibraz etmesi için 30 günlük kesin süre verilmişse de, davacı vekilinden talep edilen belgelerin sunulması zaman alacağı için verilen 30 günlük kesin sürenin makul olmadığı, davacı vekiline karar tebliğine dair belgeleri veya karar tebligat bilgilerini sunmak üzere makul bir kesin süre verilmesi, davacı vekilince bu tebligat belgelerinin sunulması imkanı yoksa, davacının nezaretindeki bir belge olmadığı gözetilerek, mahkemece, resmi makamlardan araştırılması mümkün bulunan dava konusu kararın tebliğine ilişkin belgelerin Adalet Bakanlığı’ndan ya da uluslararası usul kuralları gereği tenfizi istenen kararı veren yabancı mahkemeden getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden, yabancı mahkeme kararının onaylı örneği ve tercümesi ile kararın davalıya tebliğine ilişkin tebliğ evrakının sunulması için davacı tarafa daha önce de bir çok defa süre verildiği ve sonuncu defasında, bu defa sonuçları da hatırlatılarak 31.03.2011 tarihli celsede 30 günlük ek ve kesin süre verilmesi karşısında, davacı tarafa daha makul süre verilmediğine ve kesin sürenin sonuçlarının ihtar edilmediğine ilişkin gerekçe doğru
değil ise de, esasen davacının 5718 sayılı MÖHUK’un 53. maddesinde tenfiz dilekçesine eklenecek belgeleri surmuş olmakla birlikte, 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adlî ve Gayrî Adlî Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesinin (Lahey Sözleşmesi) 10’uncu maddesinde yer alan posta yolu ile tebligata ilişkin hükme Türkiye’nin çekince koymuş olması nedeniyle, mahkeme gerekçeli kararının buradaki çekinceye uygun olarak davalı tarafa diplomatik yoldan tebliğinin yapılıp yapılmadığının mahkemece re’sen denetlenmesi gerektiğinden, Dairemizin, mahkemece, yabancı mahkeme kararının tebliğine ilişkin evrakın Adalet Bakanlığı ilgili biriminden veya bizzat yabancı mahkemeden getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine ilişkin bozma gerekçesi yerinde olmakla sonucu itibariyle doğru olan bozma ilamına karşı davacı tarafın karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 17,70 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 07/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.