Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3189 E. 2019/877 K. 06.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3189
KARAR NO : 2019/877
KARAR TARİHİ : 06.02.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen …/…/2017 tarih ve 2015/856-2017/608 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, …’ın özelleştirme kapsamına alınması ve 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılması kapsamında müvekkili ile davalı arasında ….07.2006 tarihinde “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” akdedildiğini, anılan sözleşmenin 7.1, 7…., 7…., 7.4, 7.5 ve 7.6 maddelerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun dönemsel olarak paylaştırıldığını, davalının sözleşme öncesi gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle açılan dava sonucu müvekkilinin icra dosyasına ….842,18 TL ödediğini ileri sürerek, bu meblağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin özelleştirilmesinin hisse satışı suretiyle gerçekleştirildiğini, “İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi” hükümleri uyarınca müvekkilinden talepte bulunulamayacağını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen devre esas bilanço ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7…. maddesindeki ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği iddia ve ispat olunmadığı gerekçesiyle davacının isteyebileceği rücuan alacak miktarının, icra takibinde istenilen ….309.60 TL asıl alacak, 384,40 TL ilam yargılama gideri, 310,00 TL ilam vekalet ücreti, 80,81 TL harç toplamı ….084,81 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 158,04 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/02/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde … Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği 4628 sayılı Yasa ile düzenlenmiş, 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile … özelleştirme kapsam ve programına alınmış, davacı şirketinde dahil olduğu 20 şirket, Türkiyedeki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamı …’a ait olmakla birlikte, …’tan ayrı birer tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyete başlamıştır.
… tarafından 20 adet dağıtım şirketi kurulduktan sonra herbiri ile ayrı ayrı ….07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalanmıştır.
Davacı şirket, tüm hisseleri davalı …’a ait olmak üzere 28.06.2013 tarihine kadar faaliyet göstermiş, bu süreçte özelleştirme işlemleri yürütülmüş, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte davacı şirketin hisselerinin tamamı …. Elektrik A.Ş’ne devredilerek 03.09.2010 tarihli hisse satış sözleşmesi tamamlanmıştır.
Dava konusu ödeme, davacıya ait hisselerin tamamının kamuya ait olduğu, 03.09.2010 tarihli hisse satış sözleşmesinden yapılmıştır.
Özelleştirme aşamasında 03.09.2010 tarihinde … Elektrik A.Ş tarafından düzenlenen ve beyan edilen devre esas mizan kayıtları temel alınarak “devre esas” bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirilmiş olup dava konusu ödeme bilançoda yer almaksızın işlemler ikmal edilmek suretiyle … Elektrik A.Ş’nin özel sektöre devri gerçekleştirilmiştir.
Bu halde, devre esas bilanço düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden, davalı …’tan geçmiş döneme ilişkin herhangi bir talepte bulunulamaz.
Keza, 03.09.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9…. maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” …… şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı …..” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir.
Diğer taraftan 03.09.2010 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkı bulunmadığı” hükmü de davalının sorumluluğunun olmadığını göstermektedir.
Ayrıca, özelleştirme sürecinde, taraflarca takip edilen dosyalara ilişkin listeler hazırlanarak tesbit tutanakları düzenlenmiş olup, dava konusu ödemeye ilişkin dava ve icra dosyası bu tutanaklarda yer almamaktadır.
Hisselerin tamamının kamuya ait olduğu 03.09.2010 tarihi öncesi, ….02.2010 tarihinde yapılan ödeme nedeniyle davacının (devir öncesi) ….07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne istinaden yine hisselerinin tamamı kamuya ait bulunan davalı …’tan dava konusu alacağı talep etmesi nasıl mümkün değil ise, 03.09.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile tamamen el değiştiren davacının, kendisi tarafından yapılmayan ödemeyi, kesinleşen devre esas bilançolarda yer almaması nedeniyle davalıdan talep etmesi de hukuken mümkün değildir.
Aksi düşüncenin kabulü, davacı yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı yönünden ise ikinci kez aynı parayı ödeme sonucu doğuracaktır.
Sonuç olarak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ….07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi kapsamında bulunmaması nedeniyle 03.09.2010 günlü Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, 03.09.2010 günlü sözleşmeden önce gerçekleşen 28.06.2013 devir tarihinden önceki ödemeden dolayı, 03.09.2010 sözleşmenin 9…. ve 9.4 maddeleri gereğince davalının sorumluluğu bulunmadığından, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile dava reddedilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddi doğru olmamıştır. Bu nedenle sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.