Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3089 E. 2019/4431 K. 17.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3089
KARAR NO : 2019/4431
KARAR TARİHİ : 17.06.2019

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hasımsız olarak görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26/03/2018 tarih ve 2017/703 E- 2018/142 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/05/2018 tarih ve 2018/852 E-2018/646 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi Davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Talep eden vekili, müvekkilinin, …Belediyesine ait bir kamu şirketi olduğunu, …Belediye Meclisinin 07.12.2017 tarih 75 nolu kararı ile müvekkili şirkete belediyenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, dava dilekçesine ekli listede belirtilen yerlerde bulunan 192 adet bilboard, 56 adet CLP, 2 adet Led Ekran, 3 adet Megaboard ve 5 adet Megalight koymak suretiyle 10 yıl süreyle işletme hakkının ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiğini ileri sürerek, …Belediyesi hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlere konulacak reklam ünitelerinin 10 yıl boyunca işletme hakkının ayni sermaye esas değerinin belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia ve tüm dosya kapsamına göre, şirket sermayesinin 30.000,00 TL, şirketin aktif varlıkları toplamının 2.772.575,19 TL, pasif varlıklar toplamının 2.768.471,00 TL olduğu ve bu durumda şirketin aktif toplamının toplam borcundan 4.104,19 TL daha fazla bulunduğunun belirlendiği, bu çerçevede şirket sermayesinin yaklaşık %87’sine tekabül eden 25.895,81 TL’lik bölümünün zayi olduğu, eş deyişle şirketin sermayesinin varlığını korumadığı ve özvarlık toplamının 4.104,19 TL olduğunun anlaşıldığı, talep eden şirket tarafından 30.000,00 TL olan şirket sermayesinin arttırılmasına yönelik genel kurul kararı sunulmamış olup, 13.12.2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile -soyut şekilde- bahsedilen emtiaların 10 yıl süre ile işletme hakkının şirkete ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiği, bu noktada, TTK’nun 343.madde hükmü kapsamında mahkemenin görev ve yetkisinin şirketin kayıtlı sermayesi içerisinde kalmak kaydıyla konulacak mal ve hakların değerinin tespitine yönelik olduğu, sermaye miktarını aşan bölümlerle ilgili mahkemenin bir değer tespiti yapmasının şirketler hukukunun mahiyetine aykırı düştüğü gibi, üçüncü kişilerin haklarının ihlali ve kamu düzeninin bozulması sonucunu doğurabileceği, bilirkişi kurulu tarafından ortak …Belediyesine ait 192 adet bilboard, 56 adet CLP, 2 adet Led Ekran, 3 adet Megaboard ve 5 adet Megalightın 10 yıllık kullanım bedelleri belirlenmiş ise de, mahkemece bu durumun ayni sermaye olarak tespitinin yapılmasının mümkün olmadığı, ancak zayi olan 25.895,81 TL’lik sermaye tutarına yönelik tespit yapılabileceği, talep konusu emtialardan bu tutara yakın olan ve üzerinde sınırlı bir ayni hak, tedbir, haciz bulunmayan 5 adet Megalightın 1 yıllık kullanım bedelinin 29.640,00 TL gerekçesiyle, talebin kısmen kabulüne, 5 adet Megalightın 1 yıllık kullanım bedelinin 29.640,00 TL olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin tespit talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, 10 yıllık süreç için 3.kişilerle yapılmış reklam sözleşmesi sunulmamış olması ve bilirkişi raporunun tahmini ciroya göre düzenlenmesi karşısında, TTK’nın 342 ve 343 kapsamına uygun olmayan talebin reddi gerektiği, bu nedenle istinaf itirazların yerinde görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirkete ayni sermeye olarak konulmak istenilen işletme hakkı değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilmesi istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 343. maddesine göre, ilk derece mahkemelerince söz konusu talebe ilişkin olarak verilen kararlar kesin olup, istinafı kabil değildir. Bu durumda, istinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının kesin olduğu gözetilerek istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle başvurunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, istinaf mahkemesi kararının re’sen bozularak kaldırılmasını gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.