Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/3029 E. 2019/1043 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/3029
KARAR NO : 2019/1043
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ …. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/11/2017 tarih ve 2017/316 Esas – 2017/403 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nce verilen 28/03/2018 tarih ve 2018/245 2018/248- sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan … Ticaret A.Ş’ye ait emtiaların Türkiye’den …’ya nakliyesinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, söz konusu emtiaların 11.04.2015 tarihli konşimento tahtında konteyner içerisinde… gemisine yüklendiğini, varma yerinde alıcı şirketin konteyneri teslim aldığı esnada konteyner mührünün değişmiş olduğunun tespit edilerek bu hususun taşıma belgesine şerh düşüldüğünü, daha sonra yapılan incelemede konteyner içerisinde taşınan 187 adet televizyonun eksik olduğunun belirlendiğini, söz konusu eksikliğin taşıma sürecinde ve taşıyıcının sorumluluğunda meydana gelmiş olması nedeniyle davalı taşıyıcının eksik çıkan mal bedelinden sorumlu olduğunu, 28.353,68 Avro tutarındaki hasar bedelinin müvekkili tarafından tazmin edilerek davalıya karşı rücu hakkının kazanıldığını, mal bedelinin davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin … Türkiye acenteliğini yaptığını, taşıyan tarafından düzenlenen ve taşıma şartlarını içeren konşimentonun ….maddesinde taşıma sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümü için … mahkemelerinin yetkili kılınıp, İngiliz hukukunun uygulanacağı kabul edildiğinden mahkemenin yetkisiz olduğunu, konteynere takılı olan mühür teslim anında sağlam olduğundan malda eksiklik olup olmadığının belli olmadığını ve bu hususta müvekkili firmaya atfedilebilecek bir kusurun da bulunmadığını, ayrıca iddia edilen eksikliğe ilişkin boşaltma limanında herhangi bir tutanak tutulmadığını, bu nedenle dava ve takibin haksız olduğunu ileri sürerek davanın yetkisizlik ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; somut uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklanmış olması nedeniyle konşimentoda yer alan yetki şartına göre, uyuşmazlığın yetkili kılınan Londra Mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin milletlerarası yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisinin mevcut olduğu, MÖHK’nın 47. maddesi gereğince davada münhasır yetki ve kamu düzeninin de söz konusu olmadığı, dava konusu taşımaya ilişkin konşimentonun …… maddesinde yer alan “Tüccarın açtığı herhangi bir davanın ve aşağıda belirtilen koşullar saklı kalmak kaydı ile taşıyıcının açtığı herhangi bir davanın … Yüksek Mahkemesi’nin inhisari yetkisinde olduğu ve İngiliz Kanunlarına tabi olduğu” şeklindeki yetki klozunun tarafları bağlayıcı olduğu, davacının sigortalı ürünlerin deniz taşıması sırasında değil, gemiden tahliye edilmesinden sonra bekletildiği depolama alanında çalınmış olması sebebiyle konşimentoda belirtilen yetki şartının geçerli olmadığı yönündeki iddiasının, taşımanın kombine nakliye olması sebebi ile kabul edilebilir olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın konşimento hükümlerine göre çözülmesi gerektiği ve ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırı olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Karar, bu kez davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.