Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2762 E. 2019/4183 K. 10.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2762
KARAR NO : 2019/4183
KARAR TARİHİ : 10.06.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/12/2017 tarih ve 2016/208-2017/1170 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 25/11/2002 tarihinde acentelik sözleşmesi akdedildiğini, davalının 22/04/2011 tarihli noter ihtarı ile sözleşmeyi tek taraflı olarak, yetersiz üretim gerekçesi ile feshettiğini, haksız şekilde feshedildiğini, sözleşmede üretim hedeflerinin yıllık periyotlar temel alınarak belirlendiğini, soyut, muğlak, hiçbir maddi veriye dayanmasdan sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin yıllık faaliyetleri sonucu üretiminin ortalama bir acentenin çok üzerinde olan bir miktar olduğunu, müvekkilinin haksız fesih nedeniyle zarara uğradığını, müvekkilinin üretiminin durdurulması nedeniyle 31/03/2011 tarihinden yıl sonuna kadar tahakkuk etmiş bulunan 18.066,93 TL komisyon alacağının davalı tarafından ödenmediğini ayrıca, haksız fesih nedeniyle müvekkilinin bugüne kadar oluşturduğu portföyünden mahrum kaldığını, yıllık 200.000.00 TL tutarında net pirim üzerinden %15 komisyona denk gelen 30.000.00 TL tutarında bir kaybının bulunduğunu, davalı tarafından müvekkilinden haksız fesih nedeniyle 458,92 TL masraf kesintisi de yapıldığını ileri sürerek, müvekkilinin üretiminin durdurulduğu 2011 yılı Nisan ayından itibaren, 31/12/2011 tarihine kadar, bir önceki yıl müvekkilinin acenteliğinden tanzim edilen ancak, fesih sonrası direkt davalı ya da tayin ettiği acentelerden yenilenen poliçelerin ve bu poliçelere ilişkin müvekkilinin prim tutarının %15 oranında mahrum kaldığı komisyon kayıplarının davalı kayıtlarından ve müvekkili kayıtlarından tespit edilerek bu alacaklara karşılık olmak üzere şimdilik 124.429,15 TL net prim üretimi için 18.066,93 TL komisyon alacağının ve dava tarihine kadar işlemiş 2.650,00 TL faizinin, haksız fesih ve sebepsiz zenginleşme nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL portföy tazminatı alacağının ve dava tarihine kadar işlemiş 1.472,00 TL faizinin, haksız fesih nedeniyle ve haksız olarak müvekkiline yükletilen 458,92 TL masraf alacağının ve dava tarihine kadar işlemiş 65,00 TL faizinin dava tarihinden sonra da işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında portföy tazminatı talebini 12.137,68 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin davacının kusuru nedeniyle davacı yeterli üretim gerçekleştiremediğinden, kanuna, sözleşmeye ve usulüne göre feshedildiğini, davacının komisyon alacağı hakkının bulunmadığını, Yargıtay kararları uyarınca komisyon alacağı ve portföy tazminatının aynı tazminat olup, sebepsiz zenginleşmeye neden olacağını, davacının sözleşmenin feshinden sonra portföyünü dava dışı başka bir şahsa devrettiğini, masrafların sözleşmeye göre davacıya ait olduğunu, faiz talebinin yerinde olmadığını, davacının ticari defterleri ile kayıtlarının sözleşmeye göre delil olarak kullanılamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; alınan bilirkişi heyeti ek raporu mahkemece hüküm kurmaya yeterli görüldüğü, haksız fesih nedeniyle davalının davacıya muhik bir tazminat olarak 12,137,68 TL portföy/denkleştirme niteliğinde tazminatı ödenmesi gerektiği, bilirkişilerce kayıtlar üzerinde yapılan incelemede ulaşılan sonuçlara gore; davacının davalıdan herhangi bir kalan komisyon alacağına rastlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 12.137,68 TL portföy tazminatı, 458,92 TL masraf olmak üzere toplam 12.596,60 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 824,57 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına,10/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.