Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2656 E. 2019/4202 K. 10.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2656
KARAR NO : 2019/4202
KARAR TARİHİ : 10.06.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 05/12/2017 tarih ve 2016/796-2017/1072 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili bankanın davalı …’a tüketici kredisi sözleşmesine istinaden 2.500TL lik kredi açtığını, tüketici kredisinin vadelerinde ödenmediğini, diğer davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, davalıların çalıştığı şirketin ise teminat vererek borca ortak olmak suretiyle bir anlamda asıl borçlu konumunda bulunduğunu, dava tarihi itibariyle 67.577,46 TL ye ulaşan alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, asıl borçlu olarak gösterilen davalının hiçbir zaman bankadan kredi kullanmadığını, bankaca dosyaya sunulan sözleşme asıllarının ön ve arka yüzlerindeki ve kredinin kullandırıldığını gösterir dekont asıllarındaki imzaların birbirine benzemediğini, başka mahkemelerin benzer dosyalarında da davaların reddine karar verildiğini, alacaklının kötü niyetli olduğu ve müvekkili açısından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkilinin kredi kullanmadığı ve sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda , iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı bankanın Sirkeci şubesindeki usulsüz işlemler nedeniyle banka müfettişlerince yapılan incelemede bu kişilere kullandırılan kredilerin usulsüz kullanıldırıldığı ve kapatıldığı, esasen şube müdür ve müdür yardımcısının yapmış olduğu fiktif işlemlerle kapatılmış gibi gösterildiği ancak gerçekte bu kredilerin kapatılmadığı, bu işlemleri yapan banka görevlilerin zimmet suçundan kesinleşmiş mahkumiyete çarptırıldığı, şaibeden uzak davalılar tarafından bankadan belirtildiği şekilde kredi çekildiği davacı tarafça ispatlanamadığı, davalıların adı geçerek tesis edilen ve dosyada bulunan kasa tediye fişlerindeki imzalar ile davalıların mahkeme huzurunda alınan imzaları ve genel kredi sözleşmesinde yer alan imzaları çıplak gözle dahi bakıldığından benzerlik göstermediği, davacının davalıların fiilen bu genel kredi sözleşmesine istinaden bankadan para çektiklerine dair dosyaya bütün şüphelerden uzak bir delil sunamadığı gerekçeleriyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.