Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2594 E. 2019/3875 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2594
KARAR NO : 2019/3875
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 25/12/2013 tarih ve2013/79-2013/1446 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin mülkiyetinde bulunan enerji nakil hatlarından, müvekkili kurumun muvafakatinin alınması ve hat katılım payı ödenmesi koşuluyla elektrik dağıtımı yapan kuruluşlarca üçüncü kişilere müstakil abonelikler tesis edilebileceğini, müstakil aboneliklerle enerji nakil hatlarının kullanılması karşılığında müvekkili kurumun yönetim kurulunca belirlenen tarifeye göre hesaplanan hat katılım payının ve bakım işletme masraflarının müvekkili kuruma ödenmesinin gerektiğini, bu kapsamda Gümüşhane Kuşakkaya TV istasyonundan davalı ÇEDAŞ aracılığı ile hat katılım payı ve bakım işletme masrafı ödenmeksizin diğer davalı … firmasına 01.10.2004-30.07.2008 tarihleri arasında müvekkilinin bilgisi dışında yasal prosedüre uyulmaksızın müstakil abonelik tesis edildiğini belirterek şimdilik KDV hariç 4.324,00 TL’nin 01.10.2004 tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ve diğer ferileri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı yanca işletme bakım masrafı adı altında alacak talep edilmişse de, dosyada bu talebi haklı kılacak bir belge ve bilgi bulunmaması, yapılan yazışmalar ve ihtara rağmen davacı yanca bu hususa ilişkin bir belge sunulmamış olması, davalı yanın söz konusu bakımlarının kendileri tarafından yapıldığını beyan etmesi ve taraflar arasındaki sözleşmede de aksine bir hüküm bulunmaması karşısında zikredilen talebin yerinde olmadığı, hat bakım bedeli talebinin ise yerinde olduğu, ancak bu alacak kalemine faiz işletilmesine için temerrüt olgusunun gerçekleşmesi gerektiği, davacı yanca davalıya hitaben borçmiktarını muayyen olarak belirleyen bir ihtar gönderilmediğinden temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulü gerektiği, davacı yanca reeskont faizi talep edilmişse de huzurdaki uyuşmazlığın haksız el atmadan kaynaklanan alacak istemine ilişkin olduğu bu nedenle haksız fiilden kaynaklanan alacağa yasal faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne,1.696,19 TL hat katılım bedelinin dava tarihinden itibaren (29.07.2009 tarih) işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı …Ş’den tahsiline fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Ancak, davacı yan, dava dilekçesiyle, 4.324,00 TL alacağın 01.10.2004 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, mahkemece verilen ilk kararla 4.324,00 TL’nin 03.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile tahsilline karar verilmiştir. Anılan hükmün faiz hususunda sadece davacı yanca temyiz konusu yapıldığı ve bu suretle faiz bakımından davacı yararına usuli müktesep hak oluştuğu görülmektedir. Mahkemece bozmaya uyularak, 1.696,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiği, hükmün, hem faizin türü hem de başlangıç tarihi bakımından davacı yararına oluşan usuli müktesep hakkı ihlal eder nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Belirtilen husus isabetli görülmeyip, bozmayı gerektirse de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün belirtilen husus bakımından düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinde yer alan, “…dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile…” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılması ve yerine “… 03.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte…” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.