Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2593 E. 2019/3646 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2593
KARAR NO : 2019/3646
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 16/01/2018 tarih ve 2017/91-2018/29 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı ve davalı … ve … vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, sebze ve meyve komisyoncusu olan davacının 25/04/2012 tarihinde davalılardan …’ün maliki olduğu diğer davalı …’un sürücüsü olduğu araç ile Antalya’dan Trabzon’a sebze ve meyve nakli için anlaştığını, diğer davalı … şirketine taşınan meyve ve sebzenin nakliyat emtia sigorta poliçesiyle sigorta ettirildiğini, araçtaki sebze ve meyvelerin nakil sırasında dağıldığının, yola döküldüğünün haber alındığını, mevcut malların bir kısmının sağlam olarak alınmış olmasına rağmen 27.000,00 TL’lik kısmının zayi olduğunu, davalı sürücünün aracı kullanırken gerekli dikkat ve itinayı göstermediğini, aracın yol koşullarına göre sürülmemesinin, üzerindeki yükün niteliği ve ağırlığına göre hızın ayarlanmamasının sürücünün kusurları olduğunu ileri sürerek; 27.000,00 TL zararın olayın meydana geldiği 25/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde kalmak üzere) karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davalı şahısların davacıya ait emtianın Antalya- Trabzon arasında taşınması işini üstlendiği, taşıma sırasında meydana gelen kaza sebebiyle emtianın hasara uğradığı, zararın meydana gelmesinde davacının %70, davalı şahısların ise %30 oranında kusurlu olduğu, taşınan eşyanın %25’nin zayi olduğu ve davalıların kusuruna isabet eden ve talep edilebilecek tutarın 5.019375 TL olduğu, her ne kadar davalı … şirketine dava yönlendirilmiş ise de taraflar arasında düzenlenen sigorta poliçesinde yer alan kamyon klozu nedeniyle taşıma sırasındaki yük kayması ve buna bağlı zararların teminat altına alınmadığı, dolayısıyla dava konusu zararın sigorta şirketinden talep edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı … hakkındaki davanın reddine, davalı şahıslar hakkındaki davanın kısmen kabulüne 5.019,75 TL alacağın davalılar … ve …’den tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davacı ve davalı … ve … vekilleri temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar … ve … vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki (2) ve (3) nolu bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı şahısların davacıya ait sebze meyve emtiasının taşınmasını üstlendiği ve taşıma sırasında gerçekleşen kaza neticesinde taşıma konusu malda hasar oluştuğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşıma konu emtianın ne kadarının zayi olduğu ve meydana gelen zararın kimin kusuruyla oluştuğu hususlarında toplanmaktadır. Davacı yan, davalıların kusuruyla gerçekleşen kaza neticesinde emtianın büyük bir kısmının zayi olduğunu ve toplamda 27.000,00 TL zarar oluştuğunu ileri sürmüş, davalı şahıslar ise, davacı yanca talep edilen zarar miktarının gerçeği yansıtmadığını eşyanın büyük bir kısmının kazadan kurtarılarak davacı yanca yeniden değerlendirildiğini savunmuştur. Mahkemece verilen ilk kararla, 13.180 kg malın zayi olduğu saptanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalı şahıslarca, gerçekleşen kaza neticesinde davacı yanın iddia ettiği miktarda malın zayi olmadığı ve hasarın davacı yanın kusuruyla gerçekleştiği şeklindeki gerekçelerle temyiz kanun yoluna başvurulmuş, mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamında, davalı şahısların, zarar gören eşyanın miktarına ilişkin temyiz itirazları reddedilerek, karar, bozma ilamında belirtilen gerekçelerle, kusur hususundaki eksik inceleme sebebiyle davalı şahıslar yararına bozulmuştur. Bu itibarla, kaza neticesinde zarar gören eşyanın miktarına ilişkin taraflar arasındaki uyuşmazlık kesinleştiği gibi, bu hususta davacı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. Belirtilen nedenlerle, mahkemece, davacı yararına oluşan usuli müktesep hakkı ihlal eder nitelikte taşımaya konu eşyanın %25’inin zayi olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Öte yandan, 6102 sayılı TTK’nın “Yükleme Ve Boşaltma” başlığını taşıyan 863/1 maddesi, “Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen, eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır. Taşıyıcı, ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmünü haizdir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, zikredilen maddeye atıf yapılarak, yükleme sorumluğunun esas olarak gönderende olduğu, taşıyanın ise nezaret yükümlüğü bulunduğu belirtilmiş ve meydana gelen zararın oluşumunda davacı yanın %70 oranında kusurlu olduğu mütala edilmiştir. Davacı yan, rapora itirazında, TTK’nın 863. maddesine göre, yükleme sorumluluğu esasen taşıyanda olsa da, yine aynı maddeye göre, bu kuralın istisnasının aksi yönde bir ticari teamül bulunması olduğunu, meyve sebze hali sektöründeki ticari teamüle göre, malın taşıyan tarafından araca yüklendiğini, istiflemenin ise taşıyan tarafından yapıldığını, bu yönde bir ticari teamül bulunup, bulunmadığının araştırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, zikredilen hususta davacı yanın itirazları doğrultusunda araştırılma yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, davacının iddia ettiği şekilde bir ticari teamül bulunup bulunmadığının Ticaret Odası nezdinde araştırılarak, sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiş; hükmün belirtilen sebeple de davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı şahıslar vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 271,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınmasına, 13/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.