Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2565 E. 2019/3910 K. 20.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2565
KARAR NO : 2019/3910
KARAR TARİHİ : 20.05.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13.02.2018 tarih ve 2017/1009-2018/94 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline alacağından dolayı davalı tarafından verilen 30.04.2009 keşide tarihli, 12.500,00 TL bedelli çekin tahsili için bankaya ibraz edildiğinde karşılığının bulunmadığının anlaşıldığını, bu nedenle davalı aleyhine çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını ancak, davalının zamanaşımı nedeniyle yaptığı itiraz üzerine İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/490 Esas- 2012/606 Karar sayılı kararıyla icranın geri bırakılmasına karar verilerek takibin durdurulduğunu, halbuki çek zamanaşımına uğramış olsa dahi ihtiva ettiği alacağın devam ettiğini ileri sürerek, 12.500,00 TL’nin çekin keşide tarihi olan 30.04.2009 tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, görev ve yetki itirazında bulunmuş, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki ya da alacak ilişkisi bulunmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davaya konu edilen çekin 30.04.2009 keşide tarihli olduğu, bu çekle ilgili olarak davacının eldeki davayı 22.10.2013 tarihinde açtığı, çekin İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2009/33154 Esas sayılı dosyası ile takip konusu yapıldığı ancak İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/490 Esas-2012/606 Karar sayılı kararı ile takip dosyasında en son 26.04.2011 tarihinde işlem yapıldığından icranın geri bırakılmasına karar verildiği, TTK 732/4 maddesi gereğince poliçenin zamanaşımına uğraması halinde, zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıl içinde sebepsiz zenginleşme davasının açılabileceğinin düzenlenmiş olmasına rağmen davanın 1 yıllık süreden sonra açılması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleşme nedeni ile sorumlu tutulamayacağı, yazılı delil başlangıcı olan zamanaşımına uğramış çek nedeni ile davacının tek tanığının dinlendiği, dava konusu çek nedeniyle davacının TTK gereğince kambiyo hukukundan kaynaklanan haklarından sözedilemeyeceği, davacının davasını HMK gereğince ispatlaması gerekirken tanığın takdiri deliller arasında bulunduğu, davacı tarafından açıkça kesin delil niteliğindeki yemin deliline de dayanılmadığı, tüm bunlar birlikte dikkate alındığında davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, 6762 sayılı TTK’nın 644 (6102 sayılı TTK’nın 732.) maddesine dayalı sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak istemine ilişkin olup, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, kararda bahsedilen 1 yıllık süre, zamanaşımı süresi olarak düzenlenmiş olup ancak davalı tarafından usulüne uygun şekilde def’i olarak süresinde ileri sürülmesi durumunda dikkate alınır. Bu sürenin Mahkemece re’sen dikkate alınması mümkün değildir. Ayrıca, davalının imzasını taşıyan ve imzası inkar edilmemiş olan çeke dayalı olarak davacı yan alacak isteminde bulunmuş ve davacı tanığı da alacağın karz akdinden doğduğunu belirtmiştir. Bu yönüyle de somut olaya bakıldığında davacının alacağını kanıtladığını kabul etmek gerekir.
Şu halde, Mahkemece somut olayda ispat yükünün davacı tarafta olduğu ve davanın HMK hükümlerince ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın mümeyyiz davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, mümeyyiz davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın mümeyyiz davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.