Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2515 E. 2019/4084 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2515
KARAR NO : 2019/4084
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/04/2017 tarih ve 2015/182 E. 2017/346 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 07/03/2018 tarih ve 2017/838-2018/178 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının müvekkiline ait işyerinde üst düzey pozisyonda satış şefi olarak çalıştığını, 15/01/2013 tarihinde davalının dava dışı satış müdürü …’e iş kurduklarını belirtmek sureti ile işyerinden ayrıldığını davacı şirket ile davalı arasında akdedilen iş sözleşmesinin personelin sadakat borcu, rekabet etmeme, sır saklama yükümlülüğü ve eğitim giderlerine katılma başlıklı 10. maddesine göre işçinin iş sözleşmesi süresince işverenin faaliyet gösterdiği İstanbul sınırları içerisinde işveren nezdinde yapmış olduğunu; yapılmakta olan iş veya işlerle ilgili olarak ve aynı zamanda madeni yağlar ve üretim sektöründe işverenin işleri ile alakalı başka bir gerçek ya da tüzel kişi işveren nezdinde hizmet akdine dayalı olarak veya doğrudan yada dolaylı ortaklık tesisi, vasıta kullanmak suretiyle işverenin faaliyet gösterdiği sektörde ve madeni yağ ve üretim sektöründe çalışamayacağını; işverene karşı haksız rekabet teşkil edecek bir çalışma içinde olamayacağını; anılı rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırılık teşkil eder nitelikte davranışta bulunduğunun işveren tarafından tespit edilmesi halinde hiçbir ihtar ve hükme gerek kalmaksızın 30.000,00 USD tutarındaki cezai şartı nakden ve defaten işverene ödeyeceğini, işçinin iş sözleşmesi süresince rekabet etmeme ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 35.000.- TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacı firmada çalışmaya başlamadan önce de bu işi yapmakta olduğunu, davalının iş akdinin devam ettiği süreçte bağlılığını ve sadakatini sonuna kadar ispat ettiğini, iş sözleşmesi süresince rekabete aykırı bir davranışta bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ticaret sicil kaydına göre davalının 03/01/2013 tarihinde pay alımı yapmak suretiyle dava dışı Libare Makine Sanayi ve Dış. Tic. Ltd. Şti.’ne iş sözleşmesi devam ederken ortak olduğu ancak davacı şirket yönetim kurulu başkanyardımcısı… tarafından davalıya gönderilen 03/01/2013 tarihli e-posta mesajı ve davacı şirket yöneticisi … tarafından düzenlenen 15/01/2013 tarihli yazı içeriğine göre davalının 01/01/2013 tarihi itibariyle davacı şirketten ayrılma yönündeki ifadesini davacı şirkete bildirildiği, davalının bu bildirimi yaptıktan sonra 03/01/2013 tarihinde dava dışı şirkete ortak olduğu, bu şirketin ortağı olduktan sonra davacının müşterilerine daha ucuz fiyattan mal satma teklifinde bulunduğuna ilişkin somut bir delilin sunulmadığı aksine davalının davacı şirket adına satışlara devam ederek TBK 396. maddede düzenlenen borcuna uygun davrandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; davalının 2013 yılbaşı itibariyle ayrılma kararı aldığı ve davacı şirketten ayrılma yönündeki iradesini davacı şirkete bildirildiği ve bu hususun davacı şirketçe bilindiği, davalının bu bildirimi yaptıktan sonra 03/01/2013 tarihinde dava dışı şirkete ortak olduğu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iş akdi devam ederken işçinin rekabet yasağı sözleşmesine aykırı davranmasından kaynaklı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davalının 01.01.2013 tarihi itibariyle ayrılma iradesini davacı şirkete bildirdiği ve 03.01.2013 tarihinde de dava dışı şirkete ortak olduğu kabul edilerek davalının TBK’nın 396. maddesinde düzenlenen sadakat ve özen borcuna aykırı davranmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince aynı gerekçeyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ceza koşulu ve ibra başlıklı 420. maddesi “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir” hükmünü haizdir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesinde ceza koşulu işçi aleyhine konulmuştur. Mahkemece, davalının işten ayrılma iradesini 01.01.2013 tarihinde davacı şirkete bildirdiği kabul edilmiş ise de dosyada bulunan istifa dilekçesinden davalının iş aktini 15/03/2013 tarihi itibariyle feshetmiş olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda Mahkemece, davalının iş akdini 15.03.2013 tarihinde feshettiği, dava dışı şirkete ise 03.01.2013 tarihinde ve iş aktinin devamı sırasında ortak olduğu kabul edilerek, Türk Borçlar Kanunu 420. maddesi hükmü gereğince cezai şart alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yukarıda özetlenen hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamakla birlikte açıklanan gerekçeyle sonucu itibariyle doğru olan kararın onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370/4. maddesi uyarınca yukarda açıklanan şekilde değiştirilen gerekçeyle ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.