Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2326 E. 2019/3982 K. 21.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2326
KARAR NO : 2019/3982
KARAR TARİHİ : 21.05.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 4.FİKRÎ VE SINAÎ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/03/2016 tarih ve 2015/49-2016/56 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı firma ile 06/02/2008 tarihinde dava dışı Levent Kafesçi’nin “Hisset” isimli albümünün yapımı ve satışı ile ilgili albümün satışından dolayı elde edilecek kârın vergiler düşüldükten sonra % 80’inin davacıya ödeneceği şartını da içerir şekilde sözleşme yaptığını, davalı şirketin sözleşme gereği 10.620 USD ve 3.000,00 TL para tahsil ettiğini, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek 10.000,00 TL manevi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla FSEK 68. maddesi uyarınca 30.000,00 TL tazminatın üç katı tutarındaki 90.000,00 TL tazminatın şimdilik 3.000,00 TL.sinin 31.12.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davanın dayanağının sözleşme olması ve sözleşmenin sona erme tarihinin 31/12/2008 olarak kararlaştırılmış olması sebebiyle dava konusu hakkın zamanaşımına uğradığını, albümün çıkışında 1000 adet bandrol alınıp, neredeyse hiç satış olmadığından başka bandrol alınmadığını, 2008 yılı sonu itibarıyla talep gelmediğinden satışlarının olmadığını, toplam 49 adet CD satıldığını, firmanın sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeye konu albümün 1000 adet üretilmesine rağmen, toplam satış rakamının sadece 49 olduğunu, 59 adet albümün stoklarda akıbeti tespit edilemediğinden bunların da satıldığının kabulü gerektiğini, sözleşmeye konu albümün satışlarının beklentinin çok altında kaldığı, albümün icracı sanatçısı olan dava dışı Levent Kafesçi’nin albümün 500 adet nüshasını promosyon olarak dağıtıldığını beyan ettiğini, davacı ile beraber albümün icracısı olan sanatçının birlikte dağıttıkları 500 adetlik rakamın satış olarak kabul edilmesi mümkün olmadığını, davacının talep edebileceği bedelin 155,99 TL olduğunu, davacı taraf mali hak ihlali nedeniyle 3 kat telif bedeli hesaplaması yapılmasını talep etmiş ise de, dava konusu uyuşmazlığın eser sahipliğinden ya da bağlantılı hak sahipliğinden kaynaklanan herhangi bir hakkın ihlali niteliğinde olmadığı, uyuşmazlığın sözleşmeye dayalı alacak talebi niteliğinde bulunduğu bu nedenle telif tazminatı ve manevi tazminat talepleri yerinde olmadığı gerekçeleri ile davanın kısmen kabulü ile takdiren 155,99 TL alacağın 31/12/2008tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat ve alacak talepleri ile koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, eserden doğan çoğaltma ve yayma hakkının devrine dair sözleşmenin ihlal edildiği iddiasına dayalı tazminat davasıdır. Davaya konu müzik eseri için 1000 adet bandrol alınmış olup, davalının elinde 391 adet CD olduğuna göre, kalan kısmının davalı tarafından satılmış olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış olması gerekirken, mahkemece, kabul edilen tazminat hesabı doğru olmamıştır.
Ayrıca, Sözleşmede, sanatçıya yada davacı prodüktöre veya icra sanatçıya promosyon olarak müzik CD’si verileceğine dair bir hüküm bulunmamakta ise de, böyle bir ticari teamül olup olmadığının araştırılarak, şayet teamül var ise işin çapı itibariyle teamülen verilecek CD adedinin tespiti ile bu miktar CD’nin davacıya verildiğinin kabulüne, davalının bandrollü olarak ürettiğini ispat edemediği 500 adet CD’yi bandrolsüz olarak ürettiği kabul edilerek, teamülen verilebilecek CD’leri bu miktardan düşülerek bu miktar CD için de tazminat hesabı yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle bandrolü ürettiği ispat edilemeyen CD’ler yönden davanın tamamen reddi de doğru olmamıştır. 1000 adet çoğaltılan müzik CD’sinin ücretsiz ve promosyon olarak kaç adedinin prodüktör veya sanatçıya verilebileceğinin tespit edilmesi, bu miktar düşüldükten sonra geriye kalan ve bandrollü olduğu davalı tarafça ispat edilememiş olan müzik CD’lerinin bandrolsüz olarak icracı sanatçıya verildiği kabul edilerek bu miktar müzik CD’si yönünden ayrıca tazminat hesabı yapılması gerekirken, bu yönde değerlendirme yapılmamış olması doğru olmamış, hükmün bu sebeplerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davalının temyiz itirazlarına gelince, karar tarihinde HUMK’un 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi uyarınca karar tarihi olan 22/03/2016 tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 2.190,00 TL olup mahkemece kabul edilen dava değeri, davalı yönünden temyiz sınırının altında kalmaktadır. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün, 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz ile (3) no’lu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) no’lu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.