Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/2122 E. 2019/3818 K. 15.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/2122
KARAR NO : 2019/3818
KARAR TARİHİ : 15.05.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Denizli Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 26/12/2017 tarih ve 2017/1280-2017/1475 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili ve fer’i müdahiller vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin Yurtbank A.Ş’nin Denizli Şubesine 3.130.-TL yatırdığını, bankaya el konulmasından sonra mevduatının ödenmediğini, yatan paranın paravan Yurt Security Off-Shore Bank Ltd. hesabına aktarıldığının öğrenildiğini, banka çalışanlarının yanıltıcı telkin ve yönlendirmeleriyle müvekkilinin güveni kötüye kullanılmak ve iradesi sakatlanmak suretiyle havale talimatının imzalanmış olduğunu, banka yöneticilerinin bankanın vasıta kılınması suretiyle dolandırıcılık suçundan ceza aldıklarını, off-shore hesaplar suretiyle toplanan paraların Balkaner Holding bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak dağıtıldığını ileri sürerek 3.130.-TL’nin 22.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hisse devir tarihinden önceye ilişkin taleplerde TMSF’nin sorumlu olduğunu, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının serbest iradesiyle ve daha fazla faiz getirisi elde etmek için kıyı bankacılığını tercih ettiğini, iradesinin yanıltılmadığını, bankanın vekalet görevini yerine getirdiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil TMSF vekili, havale edilen miktarın 2.768.-TL olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı Banka’ya husumet yöneltilemeyeceğini, davacının serbest iradesi ile ve daha fazla faiz getirisi elde edebilmek için off-shore hesabı tercih ettiğini, dolandırıcılığın söz konusu olmadığını, hesap cüzdanına itiraz edilmemek suretiyle off-shore mevduatının benimsendiğini, davalı Banka’nın ancak havale işlemini ve vekalet görevini gerçekleştirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Fer’i müdahil OYAK vekili, müvekkilinin bir borç üstlenmesinin bulunmadığını, muhatabın TMSF olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; yargılama devam ederken davacı tarafın davanın 362,00 TL’lik kısmından feragat ettiği için geri kalan 2.768,00 TL’nin 22.12.1999 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.768,00 TL’nin 22.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine, bakiye 362,00 TL’lik kısmın vaki feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili ve fer’i müdahiller vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ING Bank A.Ş. ve fer’i müdahil vekillerinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekili, müvekkilince Yurtbank A.Ş’ye yatırılan 3.130,00 TL’nin yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile, 2.768,00 TL’nin 22.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Ancak, davaya konu uyuşmazlık, gerek 6762 sayılı Kanun’un 4 ve 21/2. maddeleri ve gerekse de 6102 sayılı Kanun’un 4. ve 19. maddeleri açısından ticari iş niteliğinde ise de, 3095 sayılı Yasa’nın 2/3. maddesinde, arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizinin, TCMB’nin kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranı olduğu belirtilmişken, 15.12.1999 tarih ve 4489 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa’da yapılan değişiklik ile, 01.01.2000 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı, TCMB’nin kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı faiz oranı olarak değiştirilmiştir. Bu durumda, davalıdan tahsili gereken meblağa 22.12.1999 tarihinden 01.01.2000 tarihine kadar reeskont oranında temerrüt faizi, bu tarihten sonra ise avans işlemlerine uygulanan faiz oranında temerrüt faizi işletilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 22.12.1999 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi doğru olmayıp yerel mahkeme kararının davalı ve fer’i müdahiller yararına bozulması gerekiyor ise de, anılan yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK 438/7. maddesi hükmü uyarınca aşağıda gösterilen şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ING Bank A.Ş. vekilinin ve fer’i müdahil vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ING Bank A.Ş. ve fer’i müdahil vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile, yerel mahkeme kararının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan “ …22.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile…” ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine “…22.12.1999 tarihinden 01.01.2000 tarihine kadar reeskont faiz oranı, 01.01.2000 tarihinden itibaren avans faiz oranı ile…” ibaresinin eklenmesine, hükmün bu şekliyle davalı ve fer’i müdahiller yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı İNG Bank A.Ş.’ye iadesine, 15/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.