Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/21 E. 2019/5342 K. 12.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/21
KARAR NO : 2019/5342
KARAR TARİHİ : 12.09.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/09/2017 tarih ve 2016/1020-2017/564 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 10/09/2019 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. …, Av. Ziynet Gökçimen Çolak, davalı asil … ve vekili Av…., diğer davalılar Türkiye Garanti Bankası Genel Müdürlüğü A.Ş. ve Türkiye Garanti Bankası … Şubesi vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 01.10.2009-28.09.2012 tarihleri arasında 3 yıl süreyle Başbakanlık Hazine Müdürlüğünün 05.10.2012 tarihli geçici izni ile Türkiye İrtibat Ofisi vasıtasıyla faaliyet gösterdiğini, müvekkili adına banka hesabı açma veya bankalardan para çekme yetkisi bulunmayan davalı …’in para çekme taleplerinin diğer davalılarca yerine getirilmek suretiyle müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalı …’in müvekkili şirketin irtibat ofisi çalışanı olup, yetkilerinin günlük işlerin takibi ile sınırlı olduğunu, buna rağmen müvekkili şirketin hesabındaki paraların şirketin yetkisi ve talimatı olmadan işlem yapılmak suretiyle şirket zararına tasarrufta bulunduğunu, bankanın da hukuken yetkisi bulunmayan davalıYılmaz Özdemir’in M-Oil adına hesap açılmasına ve hesaplardan para transferlerine izin vermekle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 236.000 Euro’nun reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı adına açılan hesaplardaki işlemlerin bizzat davacı tarafça verilen yetkilendirme ve onaylı belgelere istinaden yapıldığını söz konusu belgelerin bankaya sunulmasından sonra imza sirküleri ve diğer belgelerin noterden gerekli kontroller sonrası düzenlendiğinin noter tarafından teyit edildiğini, müvekkillerine kusur izafe edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin şirketin İstanbul’daki şubesine yönetici olarak atandığını, buna ilişkin olarak görevlendirme evrakı ve müvekkilinin imza sirkülerinin düzenlendiğini, müvekkilinin davacının garanti bankasında açılan hesabına Türkiyede’ki tüm personelin maaşlarının ve şubenin masraf ve giderlerinin şirket merkezinin bulunduğu Avusturyada’ki hesabından bu hesaba sürekli olarak havale edildiğini, müvekkilinin davacının bilgisi dışında banka hesabından para çekmesi veya havale işlemi yapmasının söz konusu olmadığını, görevi sona erdikten sonra da ibra edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre; davalı …’in merkezi Avusturya’da bulunan davacı şirketin Türkiye/İstanbul İrtibat Bürosu’na şirketi yetkili makamlarda temsil edip, şirket adına gerekli tüm imzaları atmak üzere şirket müdürü tarafından noterde düzenlenen belge ile müdür olarak tayin edilip yönetici olarak imza sirkülerini beyan ettiği, bu şekilde davalının en geniş manada davacı şirketi Türkiye’de temsil etmek üzere yetkilendirildiği, bu kapsamda davalının Garanti Bankası’nın … şubesinde açılan hesaplarda şirket adına para çekme ve havale işlemleri yaptığı, bu hesaba şirketin yurtdışındaki merkezinden Türkiyede’ki personel ödemeleri için sürekli olarak para aktarımı yapıldığı, dolayısıyla şirketin sözkonusu hesaplardan haberdar olduğu, …’in görev süresi sona erdikten sonra da şirket müdürü tarafından en geniş anlamda ibra edildiği, davacı şirketi zararlandırıcı bir eylemlerinin söz konusu olmadığı kanatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacının banka hesaplarında bilgisi dışında yapılan işlemlerden olayı uğradığı zararların tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı … ve dava dışı kişiler hakkında, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2012/166818 numaralı soruşturma dosyası üzerinden hizmet nedeniyle emniyeti suistimal, bu suça iştirak ve özel belgede sahtecilik suçları sebebiyle yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, bu karara vaki itiraz Istanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/102 Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Yine davalı … hakkında, içerisinde mahkemenin gerekçesinde değindiği ibranameyi içerecek şekilde Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı, Kamu Kurum ve Kuruluşları vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2017/115449 numaralı soruşturma dosyası üzerinden iddianame düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda anılan davalı hakkında işbu davaya konu maddi vakıalarla ilgili olarak açılan bir ceza davası olup olmadığının araştırılması, ceza davasının bulunduğunun anlaşılması halinde dosyanın getirtilmesi, davalıya isnat edilen fillerin işbu dava ile ilgisi bulunup bulunmadığına bakılması, gerekmesi halinde ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı müflis şirket vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı müflis şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı müflis şirket vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma sebep ve şekline göre davacı müflis şirket vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.