Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/1997 E. 2019/4028 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1997
KARAR NO : 2019/4028
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/12/2016 tarih ve 2013/172 E. – 2016/357 K. sayılı kararın davalılar vekilleri ile davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 22/02/2018 tarih ve 2017/1338-2018/187 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin “TekCELL” ibareli marka başvurusuna, müvekkilinin “teknocell”, “destekcell”, “tcell”, “tcell”, “turkcell şekil” ibareli markalar ve “TURKCELL” ibaresini içeren muhtelif sayıda markasını dayanak göstererek itiraz ettiğini, müvekkili adına tescilli bulunan “CELL” kök kelimesinden türetilmiş 69 marka olduğunu, ancak 2013-M-5938 sayılı YİDK kararı ile itirazlarının reddine ve tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, oysa tarafların markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 koşullarının oluştuğunu ileri sürerek davalı YİDK’nın anılan kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, “CELL” ibaresinin ilgili sektörde ayırt ediciliğinin son derece düşük olduğunu, bu nedenle iltibasa yol açacak bir benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafça yapılan marka başvurusu ile davacının itiraza dayanak markaları arasında aynı veya benzer olan “Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar (veri işlem, haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar bilgisayar yazılımları ve bilgisayar çevre donanımları dahil). Manyetik, optik veya pozlanmış film halinde kayıt taşıyıcılar. Antenler, uydu antenler, yükselticiler ve bunların parçaları. Makine ve cihazlarda kullanılan elektronik elemanlar. Trafikte kullanım amaçlı sinyalizasyon, işaretle bildirme cihazları ve araçları. Sinek ve haşaratı kovucu veya yok edici elektrikli cihazlar”mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunduğu, diğer ürünler yönünden 8/4 şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı YİDK’nın 2013-M-5938 sayılı kararının anılan emtia yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı bu nedenle davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf istemlerinin yerinde olmadığı, ancak başvurunun kapsamında yer alan benzer veya aynı bulunmayan diğer sınıflar bakımından mahkemece görüşüne başvurulan ilk bilirkişi raporu ve ek raporda taraf markalarının kullanmak istedikleri malları bakımından benzer olduğu, bu yüzden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının değerlendirilmesine gerek olmadığının bildirildiği, tarafların itirazı sonucunda düzenlenen 13.07.2015 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda ise bu kez malların benzer olduğu görüşünün tekrarlandığı, ancak aynı/benzer/ilişkili mallar ayrımı yapılarak sınıfların farklı olduğu düşünülürse 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının “TURKCELL” markasının tanınmışlığı nedeniyle davacı yararına oluştuğu, dolayısıyla davanın kabulünün gerektiğinin belirtildiği, bu defa mahkemece farklı bir heyetten rapor istendiği, 25.01.2016 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise aynı/benzer/ilişkili mallar ayrımı yapıldığı, farklı mallar yönünden ise 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının davacı yararına oluşmadığının bildirildiği, bilirkişi raporları arasında çelişki meydana gelmesi üzerine, mahkemece farklı bir heyetten rapor istendiği, 26.06.2016 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda ise, ikinci bilirkişi raporundaki benzer/farklı mallar ayrımı aynen benimsendiği, farklı mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının “TURKCELL” markasının tanınmışlığı nedeniyle davacı yararına oluştuğunun bildirildiği, bu şekilde ilk rapor ile üçüncü raporun birbirini teyit ettiği, dolayısıyla farklı olan mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi koşullarının davacı yararına oluştuğu, mahkemece açıklanan gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, neden ikinci rapora itibar edildiğinin gerekçeleri de karar yerinde açıklanmadan, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davalı TPMK vekili ile davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı TPMK YİDK’nın 22/10/2013 tarih 2013-M-5938 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan ayrı ayrı alınmasına, 22/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.