Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2018/1592 E. 2019/3567 K. 08.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1592
KARAR NO : 2019/3567
KARAR TARİHİ : 08.05.2019

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/01/2017 tarih ve 2015/91 E. – 2017/8 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 18/01/2018 tarih ve 2017/1184-2018/56 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “A-101” markasının yüksek bilinirlik oranına sahip tanınmış marka olduğunu, müvekkilinin “A 101” esas unsurlu markalarının yanı sıra “A 1001”, “C 1001” ibareli markalarının da bulunduğunu, davalı şirketin 2012/95260 numaralı “1001 fikir” ibareli başvurusuna yaptıkları itirazın, diğer davalı TPMK YİDK’nın 2014-M-15180 sayılı kararı ile haksız şekilde reddedildiğini, davalı şirketin başvurusuna konu ibarenin müvekkili yan markası ile aynı ve ayırt edilmeyecek derecede benzer nitelikte olduğunu ileri sürerek davalı TPMK YİDK’nın anılan kararının iptalini, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka kurumu vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili; taraf markaları arasında doğrudan yahut dolaylı olarak karıştırılma tehlikesinin bulunmadığını, davacının markalarındaki esaslı unsurun “A” harfi olduğunu, müvekkilinin “1001 fikir” markasında hiçbir harfin yer almadığını, davacının “A 1001” markası dahil “1001” ibareli tüm markalarının da müvekkili başvurusu ile farklı sınıfta bulunduğunu, görsel ve anlam bütünlüğü açısından müvekkilinin markasının tamamen farklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraf markalarının görsel, fonetik ve bıraktıkları genel intiba bakımından benzer olmadığı, dolayısıyla aralarında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas bulunmadığı, A-101 markasının perakendecilik hizmetleri için tanınmış olduğu ancak davalı markası ile davacı markaları arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca iltibas oluşmadığından davacı markasının KHK’nın 8/4 maddesi gereğince tanınmış marka olup olmamasının sonuca bir etkisi olmadığı, davalının kötüniyetli hareket ettiğine ilişkin somut delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “A-101” ibareli markaları ile davalı şirketin “1001 fikir” ibareli başvurusu arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerliğin bulunmadığı, davacının “A 1001” ibareli markalarının hiçbirinde davalı şirketin başvuruda bulunduğu 16. sınıf emtianın tescilli olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.