YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15
KARAR NO : 2018/561
KARAR TARİHİ : 23.01.2018
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/02/2017 tarih ve 2014/474-2017/72 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, …. PTT Merkezi’nin takip ve kontrolünde davalı tarafça posta sevkiyatı için kullanılan ücret ödeme posta makinesinin kullanıcı mutemedi eliyle 26.12.2008 tarihinde avans yüklemesi için getirildiğinde makinedeki değerlerle merkezdeki değerlerin uyuşmadığının tespit edildiğini, aradaki farkın araştırılması neticesinde 03.05.2006 tarihinde yapılan yüklemede merkez personelince 4.900 TL avans yüklemesi yapılacakken sehven 49.000 TL tutarında avans yüklendiğinin fark edildiğini, fazla yüklenen bedelin talep edilmesine rağmen müspet sonuç alınamadığını belirterek, fazladan yüklenen 44.541,00 TL avans tutarı ve 441,00 TL reklam ücreti olmak üzere toplam 44.541,00 TL’nin yükleme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğunu, belediye kayıtlarında yapılan incelemede 03.05.2006 tarihli herhangi bir kredi veya ödeme makbuzuna rastlanmadığını, davacının hizmet kusuruna dayanarak müvekkilinden talepte bulunmayacağını, faiz ve reklam ücretine ilişkin talebin yasal dayanağının olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 3533 sayılı Kanunun 1. maddesine göre genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adli yargının görevi içinde bulunanlar o kanunda yazılı tahkim usulüne göre, 4. maddesi hükmüne göre de uyuşmazlığın yüksek dereceli hukuk mahkemesi başkanı veya hâkimi tarafından hakem sıfatıyla çözümleneceğinin emredici bir şekilde düzenlendiği, bu düzenlemeler uyarınca tarafların sıfatı gereği aralarındaki uyuşmazlığın tahkim usulüne göre çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın tahkimde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmişse de, dava tarihinde davacı …’nin kamu iktisadi teşebbüsü olduğu, ancak yargılama sırasında anonim şirket statüsüne dönüştüğü anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemenin görevli olduğu hususu dikkate alınarak, işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün resen BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.