Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/952 E. 2018/6624 K. 24.10.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/952
KARAR NO : 2018/6624
KARAR TARİHİ : 24.10.2018

MAHKEMESİ : …FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada …Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/04/2016 tarih ve 2015/251-2016/59 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 22.420 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’ 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı temsilcisi, davaya konu sinema eserlerinin 1989 yılında vefat eden … ‘ın münferiden yapımcısı olduğu ve ilk tespitlerini gerçekleştirdiği filmler olduğunu, vefatından sonra mirasçılar arasında ve mirasçılar ile davalı arasında bazı ihtilafların çıktığını, yapılan sulh ve feragat sözleşmesi ile açılan davaların neticelendirildiğini, dava konusu … (1976), … (1978), … (1975) ve … (1975) isimli 4 adet yerli sinema eserinin tüm mali haklarının ve yapımcı bağlantılı haklarının yapımcı mirasçılarıyla akdedilen 17/02/2015 tarihli devir sözleşmesi ile davacı şirkete geçtiğini ileri sürerek adı geçen eserlere ilişkin mali hakların davacı şirkete ait olduğunun tespiti ile davalının vaki ve muhtemel tecavüzünün men’ine, davacı şirketin hak kazandığı 17/02/2015 tarihinden bu yana dava konusu filmlerden davalının sağladığı televizyonlarda yayınlanması gelirleri ile sair her türlü ticari gelir ve hasılatlar sebebiyle ve FSEK m.68 uyarınca üç katı hesabıyla (şimdilik) 10.000 TL tazminatın -ihlal tarihlerinden itibaren- işleyecek en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava konusu eserlerin mali haklarını devre yetkili olmayan kişilerden devralarak huzurdaki davayı açtığını, davacının huzurdaki davayı açma ve hak talep etme haklarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca 16/10/2000 tarihli sözleşme ile … San. Şirketi, … , … ve … mirasçıları arasında imzalanan ve 450.000 USD’lik çek ödemeleri ile Ataman mirasçılarının gerek Arzu Film şirketi gerekse Eğilmez mirasçılarına karşı her türlü alacak ve hak talebi iddialarından feragat
ettikleri ve kesin ve gayri kabili rücu ibra ettikleri, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 1998/459 esas sayılı devam etmekte olan davadan da feragat ettikleri, … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2011/217 esas sayılı dosyasında Nihat Ataman mirasçılarının … Film ve … aleyhine açmış oldukları 31/12/2010 tarihli müdahalenin men’i ve alacak davasında sözleşmenin geçersizliğinin tespiti, mali ve manevi haklara müdahalenin men’i talepli davada 16/10/2000 tarihli sözleşmenin geçerli olduğu, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava konusu filmlere yönelik davadan feragat etmeleri nedeniyle kesinleşmiş kararın bulunduğu ve kararlaştırılan 450.000 USD’nin davalılarca tahsil edildiği, sözleşmede mali hakların tek tek sayıldığı, sözleşme tarihinden yaklaşık 10 yıldan fazla süre geçtikten sonra sözleşmenin geçersizliğinin aynı sözleşmede imzaları bulunan davacılar tarafından ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2011/228 Esas sayılı dosyasında da yine kesin hükmün varlığından dolayı açılan davanın reddedildiği, Yargıtay denetiminden geçerek kararın kesinleştiği, feragatin kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı, davacı şirketin hak sahibi olmayan kimselerden sözleşme ile devralınan haklara ilişkin de talepte bulunamayacağı, davacının hak sahibi olmadığından vaki ve muhtemel tecavüzün men’i ve maddi tazminat talepli davasında aktif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Dava, dava konusu … (1976), … (1978), … (1975), … (1975) isimli 4 adet sinema eserinin tüm mali haklarının davacı tarafça devralındığı iddiasına dayalı olarak açılan tazminat talebine ilişkin olup mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, uyuşmazlık konusu sinema eserlerinin yapımının tamamlandığı tarihlerden önce yürürlükte bulunan 5846 sayılı FSEK 8. maddesi uyarınca bir sinema eserinin sahibi onu imal ettirendir. Dolayısıyla, 5846 sayılı FSEK uyarınca eser sahibine tanınan mali ve manevi hak ve yetkileri herhangi bir sözleşme veya izne tabi olmaksızın elde eder. Bununla birlikte, aynı kanunda 4110 ve 4630 sayılı Kanunlar ile değişikliğe gidilmiştir. Bu bakımdan, somut olayın çözümünde FSEK’in 4110 ve 4630 sayılı kanunlar ile değişikliğinden önceki ve sonraki hükümlerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
4110 sayılı Kanun ile değişiklikten önceki FSEK uyarınca sinema eserlerinin eser sahibi için koruma süresi 20 yıl ile sınırlı iken, 4630 sayılı Kanun ile sinema eserleri hakkındaki uzatılmış koruma süresi eser sahiplerine avdet etmektedir. Koruma süresinin kısa olduğu dönemde yapılan sözleşme ve tasarruflar da ancak yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 20 yıllık süre için hüküm ifade eder. Bir başka deyişle, 20 yıllık koruma süresi eser sahibinden mali hakları devralan kişileri de bağlar. Sinema eseri için tanınan koruma süresi 21.02.2001 tarih ve 4630 sayılı Yasa ile değişik FSEK’nın 27. maddesi ile 70 yıla çıkarıldığına göre FSEK’nın 51/2 ve 59. maddeleri uyarınca aleniyetten itibaren 20 yıllık koruma süresinin sona ermesi ve 4630 sayılı Yasa ile koruma süresinin uzatılmasından dolayı hakkın eser sahibine avdet ettiğinin kabulü gerekmekte olup bu durumdan eser sahibinden mali hak devralanların yararlanması mümkün bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince, dava konusu 4 adet sinema eserini imal edenlerin … ve … olduğu, … ’ın vefatından sonra mirasçıları ile davalı … Film Sanayi Ticaret A.Ş. temsilcisi arasında filmlerin işletme hakkına ilişkin 22.09.1992 ve 16.10.2000 tarihli sözleşmelerin imzalandığı, davalı şirketin sinema eserlerinin işletme hakkını devraldığı anlaşılmaktadır. Eser sahibinin mirasçıları ile davacı şirket arasında ise 17.02.2015 tarihinde mali hakların devrine ilişkin bir sözleşme imzalanmış olup, yukarıda değinilen açıklamalar ışığında 21.02.2001 tarih 4630 sayılı Kanun ile değişik FSEK uyarınca uzatılmış koruma süresi eser sahibine avdet edeceğinden, eser sahibi mirasçıları ile davacı arasında yapılan iş bu sözleşmenin
geçerli bir sözleşme olduğu, davacının mali haklar üzerinde tasarruf yetkisine sahip ve devir yetkisine haiz kişilerden mali hakları devraldığı, bu suretle aktif dava ehliyetinin olduğu kabul edilerek davanın esasına girmek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.