Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/92 E. 2018/7187 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/92
KARAR NO : 2018/7187
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.04.2015 gün ve 2012/495-2015/207 sayılı kararı onayan Daire’nin 20.09.2016 gün ve 2015/15416-2016/7380 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın yıllardır mevduat müşterisi olduğunu, davalı banka ile imzalanan 12/07/2011 tarihli genel türev işlemleri çerçeve sözleşmesi ve buna bağlı 15/07/2011 tarihli bariyerli opsiyon dekontu ve sözleşmesi imzalandığını, davalı banka yetkililerince yanıltılarak ve aldatılarak imzalatılan bu sözleşmelerin yasalara ve mevzuata aykırı olup geçersiz olduğunu, bu sözleşmeler nedeniyle maddi zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmelerin iptalini, geçersiz sözleşme gereği hesabından alınan 190.179,60 TL’nin faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında genel türev işlem çerçeve sözleşmesi yapıldığı, davacının çerçeve sözleşmesi kapsamında iki adet opsiyon işlemi gerçekleştirmiş olup ilkinde dekontta belirtilen şartlar lehine gerçekleştiğinden kazanç sağladığı, ikincisinde ise dekont şartlarının aleyhine gerçekleşmesi nedeniyle zarar ettiği, davacının aqua park işletmecisi olduğu, sözleşme esnasında kar-zarar riskini öngörebileceği, mevduat hesabına göre yüksek miktarlarda diğer yatırım işlemlerini yaptığı, sözleşmenin imzalanması sırasında zarar riskinin açıkça hatırlatıldığı, davalı banka ileri tarihlerdeki piyasa koşullarını tam ve net öngöremeyeceğinden ileri tarihte oluşabilecek koşullar nedeniyle davacının önceden aldatıldığının ve yanıltıldığının kabul edilemeyeceği, ileride oluşacak piyasa koşulları davalı banka tarafından belirlenmediğinden hileden de söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 14,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 20/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.