Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/770 E. 2019/225 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/770
KARAR NO : 2019/225
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/05/2016 tarih ve 2014/303-2016/353 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 08.01.2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılardan … Kurumsal … ve Dan. A.Ş ve … vekili Av…., davalı … vekili Av. … ve yine davalılardan … T.A.Ş. vekili Av…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının … A.Ş.’ye konut kredisi talebiyle müracaat ettiğini, davalılar … Kurumsal Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık AŞ, … ve … tarafından 07/07/2008 tarihinde düzenlenen ekspertiz raporunun davalı bankaya sunulduğunu, bu raporda 51 nolu bağımsız bölümle ilgili gayrimenkulün inşaatının %70,15 imalat seviyesinde ve değerinin 214.086 TL olarak tespit edildiğini, davacının 16/07/2008 tarihinde bankadan 100.000 TL lik kredi kullanarak alınan gayrimenkulün inşaatının Eylül 2009 da henüz başlanmamış olduğunu gördüğünü, bu durumun … 2 Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/127 D.İş sayılı dosyasıyla da tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 20.000 TL maddi zararının ticari reeskont faiziyle birlikte tazminini talep ve dava etmiştir. Davalılar …. ve … vekili, davalı banka ile müvekkili davalılar arasındaki “ekspertiz hizmet sözleşmesi” gereğince satım konusu olan gayrimenkulün teminat değerinin tespitedildiğini, sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince davacı tarafın iddia ettiği zarar ile davalıların fiileri arasında illiyet bağı bulunmadığını,
davanın müvekkilleri açısından husumetten reddi gerektiğini, davacının taşınmaza yönelik satın alma iradesini taşınmaz satıcısıyla görüşerek müzakere ederek ve davalı banka ve davalıların hiçbir dahili olmaksızın gerçekleştirdiğini, rapor düzenlenirken davacı tarafından resmi makamlar tarafından onaylı herhangi bir bilgi sunulmadığını, sözkonusu belgelerin davalı tarafından temininin mümkün olmadığını ve bu nedenle şifahi bilgi ile değerlendirme yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, somut olayda müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini savunmuştur.
Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar …., …, … tarafından yapılan gayrimenkul değerleme raporuna ilişkin ekspertiz raporunun davalı … Şirketinin … Şubesi aracılığı ile başka bir kredi işlemi için 07/07/2008 tarihinde yapıldığı, davalılar tarafından davacının satın aldığı taşınmaz için bire bir yapılmış bir değerleme raporunun mevcut olmadığı, davacının satın aldığı taşınmazın tapulu bir taşınmaz olup davacının taşınmaz satın alırken gerekli dikkat ve özeni göstermesi, satın aldığı taşınmazı ve bağımsız bölümü fen ve kadastro yönünden kontrol ettirmesi gerektiği, her ne kadar davacı kendisine ekspertiz raporunda zemin + 1. kat tamamlanmış bölümün gösterildiği ve buna dayanarak taşınmazı satın aldığını iddia etmiş ise de, gerek söz konusu ekspertiz işlemenin davalı banka tarafından davacıya tahsis edilen kredi için yapılmamış oluşu, yine hayatın olağan akışı içerisinde taşınmaz satın alan kişilerin öncelikle taşınmazı gidip görüp, beğenmesi, satıcı ile gerekli pazarlıkları harici ya da şifahi olarak yapması, satın alınma hususunda irade oluştuktan sonra bankaya kredi için başvuru yapılması gibi akışlar göz önüne alındığında, söz konusu ekspertiz raporunun davacının bu taşınmazı satın alma iradesine etki etmediği, dolayısıyla davalı değerleme şirketi tarafından bir an için ekspertiz işleminin yanlış yapıldığı sonucuna varılsa dahi, davacının bu taşınmazı satın almasında iradesinin hataya süreklenmesi hali var ise bundan kaynaklı sorumluluğun da dava dışı satış yapan şirkete ait olduğundan davalılar …., … ve …’ın eylemleri ile davacının uğradığı zarar arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı, bir an için illiyet bağının varlığı kabul edilse dahi, gerek davacının taşınmazı satın alırken göstermiş olduğu özensizliğin ve ağır kusurun varlığı, gerekse davacı tarafça yargılama aşamasında ibra edilen davalı … A.Ş’nin başka bir şubesi için yaptırılan ekspertiz raporunu davacıya kullandırılan kredide kullanmasının da uygun illiyet bağını kestiği, ayrıca satışı yapan şirketin var ise davacıya yönelik onu hataya düşürecek eylemlerinin de davalıların eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, davalı banka tarafından verilen kredinin doğrudan doğruya davacının hesabına aktarıldığı ve buradan davacının talimatı ile davacının avukatı hesabına havale edildiği, dolayısıyla davacının kredi çekme işleminden dolayı bir zararının da doğduğunun ispatlanamadığı, yine davacı tarafça yargılama aşamasında davalı bankanın ibra edildiği, aynı fiil ve eylemlerinden müteselsil sorumlular hakkında verilmiş bir ibranın diğer davalıları da kapsayacağı gerekçesiyle, davalı … A.Ş. yönünden açılan davanın yargılama aşamasında davacı tarafından davalının ibra edilmesi nedeniyle reddine, davalılar …., … ve … hakkında açılan davanın sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 15,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.