YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/5168
KARAR NO : 2019/1768
KARAR TARİHİ : 04.03.2019
MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada … 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/12/2016 tarih ve 2015/356 E.- 2016/622 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/09/2017 tarih ve 2017/697-2017/773 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin T/00191, 84243 sayılı “NIVEA”, 2007/9949 sayılı “NIVEA”, 936721 sayılı “NIVEA”, 951550 sayılı “NIVEA”, 2003/19163 sayılı “NIVEA”, 128201 sayılı “NIVEA CREME”, 161035 sayılı “NIVEA BODY”, 185711 sayılı “NIVEA DEODORANT”, 2002/33370 sayılı “NIVEA DEODORANT BALANCE” markalarının ve “NIVEA” esas unsurlu çok sayıda başka markanın sahibi olduğunu, 84243 sayılı “NIVEA” markasının davalı kurum tarafından “tanınmış marka” olarak kayıt altına alındığını, davalı şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “NİV” ibareli, 2013/ 35852 sayılı 44. sınıf hizmetleri kapsayan marka tescil başvurusunda bulunduğunu, bu başvuruya 44. sınıftaki “güzellik bakım hizmetleri” yönünden müvekkilince yapılan kısmi itirazın nihai olarak … tarafından reddedildiğini, başvuru markası ile müvekkiline ait markaların işitsel ve görsel açıdan benzer olduğunu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu ve tanınmışlığın bu ihtimali kuvvetlendirdiğini, davalı başvuru markasının müvekkiline ait seri marka olarak algılanma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek …’nin 2015-M-6766 sayılı kararının iptalini, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiş, 01.11.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile başvuru markasının sadece 44. sınıftaki “Güzellik bakımı hizmetleri” bakımından hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
Davalı kurum vekili; markalar arasındaki farklılığın algılanabilir nitelikte olduğunu, benzer olmadıklarını, 556 sayılı KHK 8/4 maddesinin uygulanabilmesi için yeterli kanaat oluşturacak delilin sunulmadığını, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; müvekkilinin “NİV” ibareli marka başvurusunun, davacı markalarıyla benzer olmadığını, ortalama tüketicinin bu ibareleri karıştırmayacağını, haksız yarar sağlanacağı ve markanın itibarına zarar vereceği iddialarının da dayanaksız olduğunu, müvekkilinin davacı ile farklı sektörlerde faaliyet gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait markalarla davalı başvuru markası arasında 44. sınıftaki “güzellik bakım hizmetleri” yönünden, 556 sayılı khk 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacıya ait “NIVEA” markasının 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında kozmetik sektöründe tanınmış olduğu, farklılığına kanaat getirilen hizmetler üzerinde geniş koruma şartlarını taşımadığı, davalıya ait markanın “güzellik bakım hizmetleri” yönünden kısmen hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, …’nın 2015-M-6766 sayılı kararının iptaline, 2013/35852 sayılı 44. sınıf hizmetlerde tescilli “NİV” ibareli markanın “güzellik bakımı hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmiştir..
Karara karşı davalı kurum vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı kurum vekili ve davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun, davacının “NIVEA” asıl unsurlu markaları ile davalı şirketin “NİV” ibareli marka tescil başvurusu arasında, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerliğin bulunduğu, marka tescil başvurusunun “tıbbi hizmetler, güzellik ve bakım hizmetleri, veterinerlik ve hayvancılıkla ilgili hizmetler, tarım bahçecilik ve ormancılıkla ilgili hizmetler” için yapıldığı, davacının ise başvuruya sadece “güzellik ve bakım hizmetleri” yönünden itiraz ettiği, …’nin davacının itirazının reddine dair kararının da sadece bu sınıfa ilişkin olduğu, mahkemece davalı … kararının sınıf belirtilmeden iptaline, davalı markasının ise “güzellik ve bakım hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04/03/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.