Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/48 E. 2018/7230 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/48
KARAR NO : 2018/7230
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada …(…) 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2014 tarih ve 2012/70-2014/58 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı banka vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili kooperatif genel kurul kararları doğrultusunda, ortaklar tarafından verilen aidat ve ara ödeme senetlerinin hukuka aykırı bir şekilde yetkisiz kimselerce dava dışı … İnşaat ve Turizm San. ve Tic. Şti.’ne bu şirketçe rehin cirosu ile davalı bankaya, davalı banka tarafından da diğer davalı …’e noterden temlik edildiğini, … tarafından ortaklar hakkında takibe geçilerek tahsilat yapıldığını, bu yüzden zarara uğradıklarını iddia ederek şimdilik 5.000,00 TL’nin senetlerin ödeme tarihlerinden itibaren Merkez Bankası’nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 25/09/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 77.959,44 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili bankanın dava konusu edilen bonoların haklı, yasal son hamili sıfatını taşıdığını, dava dışı … Ltd. Şti. lehine açılan ve kullandırılan senetler karşılığı kredi hesaplarının teminatını teşkil eden bu bonoların noterden düzenleme şeklindeki alacağın temliki sözleşmesiyle davalı …’e temlik edildiğini, … Şirketi’nin muvafakatının da alındığını, temlikin ivazlı olup olmamasının temlik eden ile temlik alan arasındaki iç ilişki olduğunu, alacağın varlığına ilişkin bir hususu içermeyeceğini, vekili bulunduğu banka alacağının tartışma konusu olmadığını, ıslah ile artırılan kısımın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davada zamanaşımının dolduğunu, davacı kooperatif yetkililerinin ciro etmek suretiyle senetleri devrettikleri kişinin dava dışı … Ltd. Şti. olup, temlik sözleşmesi gereği müvekkiline husumet düşmeyeceğini, alacağın temliki sırasında kredi borçlusu … şirketinin muvafakatinin alındığını, müvekkili tarafından da temlike konu senetlerden dolayı bir tahsilat yapılmadığını, ıslah ile artırılan kısımın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, kooperatif ortakları tarafından düzenlenen senetlerin tek imza ile devredildiği ve kooperatif başkanının imzasının bulunmadığı, dava dışı … Şirketine yapılan cironun geçersiz olduğu, şirketin o tarihteki yetkilisi … bu durumu bilerek davacıdan ele geçirdiği senetleri rehin cirosuyla bankaya devrettiği, senedi iyi niyetle iktisap edenlerin haklarının korunacağı, ancak rehin cirosu yapan ciranta senedin maliki olmakta devam edeceğinden rehin cirosunun temlik fonksiyonu olmadığı, davalı banka tarafından yapılan temlikin de bu nedenle geçersiz olduğu, davalı banka vekilinin dosya arasına alınan dosyalarda verilen dilekçelerde … Şirket borcunun … tarafından ödendiğine ilişkin kabul beyanı bulunduğu, bu durumda rehin cirosuyla alınan senetlerin borç ödendikten sonra dava dışı … Şirketine iadesi gerektiği, senetler davalı banka tarafından … Şirketine iade edildiğinde, kooperatif tarafından yapılan ciro geçersiz olacağından, kooperatifin … şirketinden bu senetlerin iadesini talep etme hakkı olduğu, davalı bankanın senetleri iade etmediğinden davacının zararına neden olduğu gerekçesiyle, davalı banka davacının oluşan zararını karşılamakla sorumlu olduğu, ıslah edilen tutarın zamanaşımı yönünden reddine, 5.000,00 TL’nin davalı bankadan tahsiline, diğer davalı … yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı banka vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mülga …. 598. maddesi ”Bir poliçeyi elinde bulunduran kimse, son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde salahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse son ciroyu imzalayan kimse, poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Poliçe herhangi bir surette hamilin elinden çıkmış bulunursa yukarıdaki fıkrada yazılı hükümlere göre hakkı anlaşılan yeni hamil, ancak poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle mükelleftir.” hükmü yer almaktadır. Yine mülga …. 589. maddesinde ”Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kimselerin imzasını, sahte imzaları, mevhum şahısların imzalarını yahut imzalayan veya namlarına imzalanmış olan şahısları herhangi bir sebep dolayısıyla ilzam etmeyen imzaları taşırsa, diğer imzaların sıhhatine bu yüzden halel gelmez.” hükmü yer almaktadır. Yasa koyucu, “imzaların istiklali” başka bir anlatımla “taahhütlerin bağımsızlığı” ilkesi olarak da adlandırılan bu düzenlemeyle senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız olabileceğini kabul etmiştir. Kambiyo senetlerinde hak sahibinin, kendisini hak sahibi yapacak beyanların doğruluğunu araştırma yükümlülüğü mevcutken onu da hak sahibi yapan beyanların geçerliliğini her yönüyle araştırmaları düzenlenmemiştir. Bu hükümler çerçevesinde imzaların istiklali ilkesi gereğince, herkes kendi imzasından mesuldür. Mahkemece, her ne kadar davacı kooperatif imzaları yeterince incelenmeksizin karar verilmişse de, davacı kooperatifin imzalarının sahte olduğu kabul edilse dahi bu durum poliçe bedelinin kooperatiften talep edilmesine engel teşkil edip, keşideci kooperatif ortaklarından talep edilmesine engel değildir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan nedenler incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.