Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4693 E. 2019/1538 K. 25.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4693
KARAR NO : 2019/1538
KARAR TARİHİ : 25.02.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … … 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/05/2017 tarih ve 2016/863-2017/486 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı, davalı bankadan kullandığı işyeri kredisi nedeniyle kendisinden dosya masrafı (proje komisyonu) adı altında haksız kesinti yapıldığını ileri sürerek, 9.850,00 TL’lik kesintinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı bankanın … şubesi arasında 31/07/2013 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacının çerçeve niteliğindeki bu sözleşme kapsamında davalı bankadan ticari iş yeri kredisi kullandığı, bu kredi kapsamında davacıdan 9.850,00 TL komisyon alındığı, taraflar arasında imzalanan taksitli ticari işyeri kredisinin ödeme planlarında alınacak komisyon tutarlarının açıkça belirlendiği, bankaca alınan masraf ve komisyonun sektördeki belli başlı kamu ve özel bankaların aldığı komisyon oranları ortalamasına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, taraflar arasında akdedilen Ticari Kredi Sözleşmesi nedeniyle proje komisyonu adıyla yapılan masraf ve komisyon kesintilerinin iadesi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Genel işlem şartları, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı âkidine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle, önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşullarıdır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olması aranır. Genel işlem şartları kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlanırlar ve bu faaliyet tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleşir. Amaç, birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılacak şartları saptamak ve bunları karşı âkidin müdahalesine imkan tanımadan bir kül olarak sözleşmeye dahil etmektir. Bu şartların nasıl hazırlandığı, kağıda dökülüp dökülmediği, yazı türü, metnin sözleşme metnine dahil olup olmadığı gibi hususlar genel işlem şartı nitelendirmesi açısından önem taşımaz. Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkidin bunların içeriğine etki edememiş olması gerekir.
Bu nedenle genel işlem şartlarının unsurları; a) Bir sözleşmenin şartlarını oluşturmaları, b) Sözleşmenin kurulmasından önce düzenlenmeleri, c) Birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılmak üzere düzenlenmeleri, d) Genel işlem şartları kullanan tarafından sözleşmeye dahil edilmek niyetiyle karşı akide sunulmalarıdır (Yeşim M. Atamer, Sözleşme Özgürlüğünün Sınırlandırılması Sorunu Çerçevesinde Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, …. Bası, … 2001, s. 61 vd.).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. maddesinde genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un …. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir.
Genel işlem koşulları incelenirken, genel işlem koşulları çerçevesinde kapsam (yürürlük), yorum ve içerik denetimi adı altında üç ayrı denetimin yapılması gerekmektedir. Bu denetimlerden ilki olan kapsam denetimi, genel işlem koşullarının sözleşme kapsamına dâhil (yürürlükte) olup olmadıklarının belirlenmesi anlamını taşır, bir başka ifade ile bazı hükümlerin şeklen sözleşme metninde yer almasına rağmen, denetim sonucunda sözleşme kapsamından çıkarılmaları ya da bu sözleşme hükümlerinin sözleşme kapsamında (yürürlükte) olmadıklarının tespiti anlamına gelmektedir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş olması ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır.
Somut olaya gelince, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi 6098 sayılı TBK yürürlük tarihinden sonra, 31.07.2013 tarihinde imzalanmış olup anılan Kanun hükümlerine tabidir. Yukarıda da açıklandığı üzere, TBK’nın 20-…. maddelerinde de genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Ancak mahkemece taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi başlıklı sözleşme içeriği genel işlem şartları yönünden her hangi bir değerlendirmeye tabi tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
…-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (…) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, ….02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.