Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4589 E. 2019/3590 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4589
KARAR NO : 2019/3590
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29/12/2016 tarih ve 2016/573 E. – 2016/1007 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 17/07/2017 tarih ve 2017/375-2017/403 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla duruşma için belirlenen 07.05.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. …, davalılardan …, … vekili Av…., davalılardan Fina Elektrik Enerjisi İth. İhr. ve Toptan Satış A.Ş, Fina Enerji Holding A.Ş. vekili Av. Selcan Kılıç Moral dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile Sulbiye Ertan, …, … ve …’ın dava dışı Yıldız Enerji Elektrik Üretim A.Ş. ve Borares Elektrik Üretim A.Ş.’de 18/07/2012 tarihine kadar hissedar olduklarını, bu şirketlerin çift imza ile temsil edildiğini, ayrıca ortak olunan şirketler rüzgar enerjisi alanında faaliyet gösterdiği için hisselerinin devrinin EPDK izin ve onayına tabi olduğunu, hisse devri amacıyla EPDK’ya yapılacak başvuruların da ancak çift imza ile yapılabileceğini, davacı ile davalı … ve dava dışı Sulbiye Ertan’ın ortak oldukları firma için çekilen ticari kredilere kefilolduklarını, alacaklı tarafından davacının ve Sulbiye Ertan’ın Yıldız Enerji Elektrik Üretim A.Ş. ve Borares Elektrik Üretim A.Ş.’ de mevcut hisselerinin kaydına haciz şerhi işlendiğini, ancak …’nın hisselerini devretmesi nedeniyle haciz işlemi tatbik edilemediğini, davalı …’nın Yıldız Enerji Elektrik Üretim A.Ş.’de ve Borares Enerji A.Ş.’de bulunan hisselerini 18/07/2012 tarihinde … ve …’a muvazaalı olarak bedelsiz devrettiğini, bu devir işleminde davacının %1 oranındaki hisse devrine imza atmasına rağmen %19 oranındaki hisse devrine imza atmadığını ve anılan hisse devrine muvafakat etmediğini, hisse devri işleminin şirketin çift imza ile temsili gerektiğinden yok hükmünde olduğunu, davalı … tarafından Borares Enerji Elektrik Üretim A.Ş.’ne ait hisselerin muvazaalı olarak alacaklılardan mal kaçırmak ve vekil edeni davacıya zarar vermek kastıyla devredilmesi akabinde, anılan %20 oranındaki hissesinin sicil maliki görünen … ile …’ın da hisselerini Fina Elektrik Enerjisi İthalat İhracat ve Toptan Satış A.Ş. ile Fina Enerji Holding A.Ş.’ye devrettiklerini ileri sürerek, 18/07/2012 tarihli hisse devirlerinin yok hükmünde olduğunun tespitine, aksi halde davacıyı zarara uğratmak ve alacaklılardan mal kaçırmak kastıyla gerçekleştirilen 18/07/2012 tarihli hisse devirlerinin ve Fina Elektrik…A.Ş. ile Fina Enerji….A.Ş.’ye yapılan hisse devirlerinin muvazaalı olması sebebiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ayrıca aktif husumet ehliyetinin de mevcut olmadığını, hisse satış sözleşmelerinin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılar Fina Elektrik Enerjisi İth. İhr. ve Toptan Satış A.Ş. ile Fina Enerji Holding A.Ş. vekili, zamanaşamı def’inde bulunmuş, müvekkillerinin 22/08/2013 tarihinde dava konusu hisseleri … ve …’tan devraldıklarını ve iyi niyetli 3. şahıs olduklarından pasif husumet ehliyetlerinin de bulunmadığını, hisse devirlerine ilişkin EPDK na yapılan başvuru üzerine onay alındığını, davacının EPDK’na başvuru için dahi, çift imza gerektiği itirazlarının dayanağının bulunmadığını, muvazaa iddiası nedeniyle tasarrufun iptaline ilişkin karar verileceği riskine karşı satıcılardan teminat mektubu alındığını savunmuştur.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, muvazaaya dayalı dava her zaman açılabileceğinden zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı, davacının Yıldız Enerji A.Ş. ve Borares Elektrik Üretim A.Ş.’nin hissedarlarından olması dolayısıyla davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, aktif husumet ehliyetine sahip olduğu, hisseleri satın alan hissedarlar … ve …’tan satış sureti ile hisseleri yeniden devralan davalı … Şirketlerinin, muvazaayı bilerek satın aldıkları iddiası karşısında pasif husumet ehliyetine sahip oldukları, davacı tarafın muvazaa iddiasını davalı …’nın %20 hissesini bedelsiz olarak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla öncelikle … ile …’a ardından Fina Şirketlerine devredildiğine dayandırdığı, Fina Şirketler grubunun hisselerin devri sırasında satıcılara ödedikleri bedel kadar 22/08/2013 tarihli 67.500 Euro ve 1.282.500 Euro bedelli teminat mektubu aldıklarının gösterildiği, davacı ile davalı …’nın kardeş oldukları, davacı ve davalı … ile annelerinin ortak olduğu başka şirketin kullandıkları krediler yönünden …’nın kefil olması dolayısıyla, Yıldız ve Borares’deki hisselerini devir etmesinden dolayı … hisselerine alacaklılar tarafından haciz konulamadığı ve bu itibarla davalı …’nın alacaklılardan mal kaçırdığı ve davacı …”a zarar verdiği iddiası açısından, mülkiyet hakkının Anayasa ile teminat altına alınmış bir hak olduğu, özel durumlar dışında hiçbir şekilde mülkiyet hakkının kullanımı sınırlandırılamayacağı, somut olayda davalı …’nın, hisselerini satıp devretmesinin yasal haklarından olduğu, İİK’nın 277. maddesine dayalı tasarrufun iptali davasının davacısının borçlu … olamayacağı, ancak bu davada davacının genel hükümlere göre bedelsizliğe dayalı muvazaa iddiasına dayandığı, ödenen hisse bedelinin dava dışı şirket ve davacıya iade edilemeyeceği, ayrıca davalının eylemi nedeniyle davacının borç yükünün arttığı iddiasının muvazaa davası olarak dinlenemeyeceği, devir işlemine o tarihteki YK tarafından onay verilmesinin gerektiği, bu onay verilmediği taktirde hisse malikinin değişmeyeceği, ayrıca yapılan devirler için pay sahiplerinin ön alım hakkının bulunduğu hususunun düzenlendiği, devir için YK tarafından onay verilmesinin geçerlilik kuralı olarak öngörüldüğü, ilk devir alan … ve …’ın şirketlerin kurucu ortağı oldukları, bunlara yapılan hisse devirlerinin 18/07/2012 tarihinde şirket pay defterlerine işlendiği, 10/08/2012 tarihinde de hisse devrine onay verilmesi yönünden EPDK’ya müracaat edilerek onay alındığı, Borares … A.Ş.’ nin 13/07/2011 tarihli GK toplantısında ana sözleşmenin 7. maddesinde yapılan değişiklikle yani hisse devrinden önce yeniden yapılan düzenlenlemede, EPDK’ nın onay şartının eklendiği, Finas şirketlerine devir için EPDK’ya 31/07/2013 tarihinde başvurulduğu, YK’nın 25/07/2012 tarihinde davacının da katılımı ile oluşturulduğu, yönetim kurulu toplantısında temsil yetkisinin münferit olarak düzenlendiği ve EPDK’ ya yapılan başvuruda tek imza bulunmasının yasal olduğu, ayrıca davacının 2012 yılındaki devirlere muttali olduğu, şirket hisselerinin %1′ lik kısmının devirlerine ait tasarruf yönünden de onay verildiği, satışların 2012 yılında davacının bilgisi dahilinde olması sebebiyle dava konusu iddiaların ileri sürülmesinin iyi niyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1) b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp, gelen davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/05/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.