Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4484 E. 2019/309 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4484
KARAR NO : 2019/309
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 23/06/2016 tarih ve 2015/776-2016/682 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıldığı … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce (… İhtisas Mahkemesi sıfatı ile) verilen yukarda tarih ve numarası yazılı karar ile davalının tahkim itirazının kabulü ile davanın usulden reddine hükmedilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulması üzerine dosyanın gönderildiği … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 19.1.2017 gün ve 22-17 sayılı kararıyla ilk derece mahkemesi hükmünün verildiği tarih itibariyle temyizi kabil olduğundan bahisle dava dosyasının ilk derece mahkemesine iadesine karar vermiş olup, ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince bu kere 14.7.2017 tarihli dilekçe ile temyiz başvurusunda bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olup bu aşamada ilk derece mahkemesinin 18.12.2018 tarihli yazısı ekinde gönderilen 14.1.2018 tarihli dilekçe ile mümeyyiz davacı vekilinin taraflar arasında vaki sulhten bahisle davadan ve temyizden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmakla dosya re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü.
Davadan feragat, HMK’nın 307. Maddesi uyarınca talep sonucundan vazgeçme niteliğinde olup HMK’nın 309. Maddesi uyarınca hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir. İlk derece mahkemesince verilen hükme karşı süresinde verilen istinaf dilekçesi, sonuç itibariyle kanunyoluna başvuru niteliğinde olup kanunyolunda yanılgıya düşülmesinin davacı yan aleyhine yorumlanması yerinde olmadığından ilk derece mahkemesi kararının henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, varılan sulh gereği davacı yan vekilinin davadan feragate ilişkin beyanının henüz hüküm kesinleşmeden dile getirildiği ve bu yönüyle davaya son veren taraf işlemi niteliğinde olup HMK’nın 311. ve 74. maddeleri de gözetildiğinde kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurucu olduğu kanaatine varılmıştır. Şu halde, Yargıtay İBK’nın 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, öncelikle, davadan feragat nedeniyle bir hüküm kurulmak üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davadan feragat nedeniyle bir hüküm kurulmak üzere yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 14/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.