Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4475 E. 2019/4015 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4475
KARAR NO : 2019/4015
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/10/2015 gün ve 2012/1255 – 2015/810 sayılı kararı bozan Daire’nin 18/05/2017 gün ve 2016/1369 – 2017/2931 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya alt taşımacı olarak hizmet verdiğini, buna ilişkin düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce davacı yararına bozulmuştur.
Davalı vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 27,10 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 22/05/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Dava, cari hesap bakiyesine dayalı olarak yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, alacağını ispat zımnında tarafların ticari defterlerine, fatura ve irsaliyelere, bilirkişi incelemesine, taşıma sözleşmesine delil olarak dayanmıştır. Davacı, sadece mizan ve muavin defter kayıtlarını sunmuş, davalı ise ticari defterlerini sunmamıştır. Davacının sunduğu mizan kaydına göre davalıya 5 adet fatura düzenlemiştir. Bu faturaların davalıya tebliğine ilişkin bir belge bulunmamaktadır. Mahkemece de fatura dayanağı taşıma sözleşmelerinin dava dışı şirketle yapıldığı davalı ile yapılmadığı gözetilerek davacının davalıya hizmet verdiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bu durumda, davacı dayandığı delillerle faturalar nedeniyle hizmet verdiğini ve alacaklı olduğunu ispatlayamadığından bir başına davalının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle Dairemizin yerleşmiş kararları ve HMK’nın 222/5 maddesi gereğince davacının hizmet verdiği ve alacaklı olduğu sonucuna varılamayacaktır. Zira HMK’nın 222/5 maddesi (eski TTK’nın 83/2 md.) gereğince ancak taraflardan biri karşı yanın defterlerinin içeriğini kabul edeceğini beyan eder ve sadece karşı yanın defterlerine dayanır, delillerini bu şekilde hasreder ise ancak bu halde karşı yan defterlerini ibraz etmezse mahkeme defterlerin ibrazını isteyen tarafa iddiasının sıhhatı hakkında yemin vererek iddiasının ispatlandığını kabul eder.
Somut olayda HMK 222/5 maddesindeki koşulların hiçbiri gerçekleşmemiş olduğundan davalının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davacının tüm iddialarının ispatlanmış sayılması mümkün değildir. Davacı, davalının defterlerinin yanı sıra başkaca delillere de dayanmış olup davalının defterlerinin münderecatını kabul edeceğine dair bir beyanı da yoktur. Kaldı ki davacıya bu yönde yaptırılmış bir yeminde yoktur. HMK’nın 220. maddesinin ise HMK’nın 222/5 maddesi karşısında uygulanabilmesi olanaklı değildir. HMK’nın 220 maddesi gereğince davalıya bu yönde usulüne uygun mehil verildiği ve davalı mehle uyarak defterlerini getirmediği takdirde davacı, davasını ispatlamış sayılabilecek midir? HMK’nın 222/5 maddesi nedeniyle ispatlanmış sayılamayacaktır. Bu nedenle davacı bu faturalar nedeniyle davalıya hizmet verdiğini ve alacaklı olduğunu ispatlayamadığından mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyim.