Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4463 E. 2019/1325 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4463
KARAR NO : 2019/1325
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesince verilen …/…/2016 tarih ve 2015/357 E- 2016/626 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/03/2017 tarih ve 2017/187-2017/405 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yakını olan…’ın davalı bankadan 30/05/2012 tarihinde 54.000,00 TL kredi kullandığını, müvekkilinin de bu krediye müşterek borçlu müteselsil sıfatı ile kefil olduğunu, ayrıca kredinin teminatı olarak aynı tarihte kendisine ait taşınmaz üzerine 150.000,00 TL bedelli ipotek konulduğunu, davalı bankanın 6098 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra Yasa şartlarına uydurma düşüncesi ile 18/09/2012 tarihinde yeni bir sözleşmeyi kredi borçlusu ve müvekkiline imzalattığını, müvekkilinin kefil olduğu kredinin 00262TT000000008901 numaralı kredi olduğunu, davalı bankanın daha sonraki tarihlerde imzalanan sözleşmelere dayalı olarak…’a başka krediler de kullandırdığını, bu konuda müvekkiline bilgi verilmediğini, müvekkilinin bilgisi dışında kullandırılan kredilerden tarafına gönderilen ihtarname ile haberdar olduğunu, ihtarnamede taşınmazın satılacağı bildirildiğinden müvekkilinin bir kaç adet ödeme ile bankaya olan borçları kapattığını, müvekkilinin ilk krediye kefil olduğunu söylediğinde imzaladığı kredinin limitinin 200.000,00 TL olduğunun kendisine söylendiğini, sözleşmelerin bedel kısımlarının boş bırakılıp temerrüt aşamasında banka yetkililerince doldurulduğunu, sözleşmedeki bedel kısmının müvekkiline sözleşmenin imzalandığı tarihte kendi eli ile doldurtulmasının gerektiğini, bu hali ile müvekkilinin kefaletinin geçerli olmadığını, geçerli olmayan kefalete dayalı müvekkilinden borç tahsilinin de usulsüz olduğunu, müvekkilinden haksız para tahsil edildiğini, müvekkilinden hesap kat öncesi ve sonrasında 150.000,00 TL’nin üzerinde para tahsil edildiğini, müvekkilinden sorumluluğu dışında haksız ve kanuna aykırı fahiş miktarda para tahsil edildiğini ileri sürerek öncelikle müvekkilinden kefaleti geçersiz olduğundan haksız olarak tahsil edilen paraların ödendiği tarihler itibarıyla davalıdan tahsilini, talebin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin 54.000,00 TL’lik krediden sorumlu olduğu dikkate alınarak ödenen 90.000,00 TL’sının son ödeme tarihi olan …/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili ile dava dışı… arasında 04/11/2011, 30/05/2012 ve 18/09/2012 tarihli 200.000,00’er TL bedelli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, davacının 30/05/2012 ve 18/09/2012 tarihli sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, ayrıca…’ın kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olarak davacının taşınmazının ipotek alındığını, ipotek ve imzalanan sözleşmeler kapsamında 04/11/2011, …/11/2011, 05/…/2012 ve 31/05/2012 tarihli taksitli ticari krediler, 31/…/2011 tarihli kredili mevduat hesabı ve 27/08/2012 tarihli çek karnesi verildiğini, müşterinin kredileri ödememesi sebebiyle hesabın kat edildiğini ve ihtarname gönderildiğini, davacının ihtarnameyi aldıktan sonra müvekkili bankaya başvurarak ipotek kapsamındaki kredi borçlarını ödemeyi istediğini belirttiğini ve bu borçlara mahsuben …/06/2013 tarihinde 105.543,04 TL ödeme yaptığını, bu ödeme ile ihtarnameye konu edilen borçların kapandığını, karşılıklı olarak ibraname imzalandığını, davacının hem taşınmazını ipotek ederek, hemde kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalamak suretiyle ayni ve şahsi sorumluluklar üstlendiğini, davacının ipoteğinin…’ın kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmesi sebebiyle ödediği bedelin ipotek limiti içinde kaldığını, davacının 30/05/2012 ve 18/09/2012 tarihli sözleşmelerdeki müşterek borçlu müteselsil kefilliğinin de yasanın aradığı şartları taşıdığını, davacının ayni ve şahsi olarak üstlendiği borçları … olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı banka ile dava dışı… arasında 30/05/2012 ve 18/09/2012 tarihli 200.000,00’er TL limitli süresiz genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, davacının ise bu sözleşmelerde müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığı, ayrıca dava dışı kredi borçlusunun kullandığı kredilere teminat olarak davacının taşınmazı üzerinde 150.000,00 TL limitli olarak ipotek tesis edildiğini, 18/09/2012 tarihli sözleşmedeki kefaletin geçersizliği iddia edilmiş ise de yaptırılan yazı incelemesinde sözleşmedeki “… … mah. … sk. No-68/… … Müteselsil 18/09/2012” ibareli yazıların … eli ürünü olduğu hususunun doğrulandığı, davacının davalı banka ile borçları hususunda mutabık kalıp ve ibralaştığı, tüm ödemeleri yaptıktan sonra kefaletinin geçersizliğinden bahisle fazladan para ödediğinin iddia edilmesi TMK …. maddesinde yer alan iyi niyet kuralları ile de bağdaşmadığı gibi 18/09/2012 tarihli sözleşme geçersiz dahi kabul edilse 30/05/2012 tarihli sözleşmenin geçerli olması ve davacının kredinin teminatı olarak verdiği ipotek nedeniyle de sorumlu olduğu, davalı bankaca davacıdan fazla tahsilat yapılmadığının benimsenen bilirkişi raporu ile de doğrulandığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, imzalanan kefalet sözleşmelerinin geçersiz olduğu iddiasına dayanılmasının TMK’nın …. maddesindeki iyiniyet kuralı ile bağdaşmadığı, asıl borçlunun borcunu ödememesi yüzünden hakkında başlatılmış bir icra takibi ya da açılmış bir dava yokken davalı bankanın hesap kat ihtarı sonucu ihtiyati tedbir kararı ile aleyhine icra takibi yapılmasını durdurma, takip yapılsa bile takibe itiraz etme, menfi tespit davası açma gibi haklarını kullanmadan ve ihtirazi kayıt dahi koymadan kendi serbest iradesi ile ödeme yaptığı, ayrıca ibraname ile alacak borç ilişkisini ortadan kaldıran davacının ancak asıl borçluya rücu hakkının bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, …/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.