Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4220 E. 2019/1319 K. 19.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4220
KARAR NO : 2019/1319
KARAR TARİHİ : 19.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 30/…/2016 tarih ve 2015/381 E. – 2016/623 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 16/06/2017 tarih ve 2017/652-2017/591 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin … nezdinde 2013/109108 numarası ile “DOROTHEE SCHUMACHER” ibareli markanın tescili için başvuruda bulunduğunu, davalı şirketin .. tescil numaralı “Schumacher” ve 193058 numaralı tescilli “Schumacher+şekil” tescil numaralı markalarını gerekçe göstererek başvurularına itiraz ettiğini, kurumun nihai olarak 2015-M-6449 sayılı … kararı ile başvurunun …. sınıfta bulunan “koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar, kadın çorabı, mayo. Ayak giysileri, baş giysileri”nin çıkartılmak suretiyle tescil işlemlerinin devamına karar verildiğini, davalı şirketin markalarının kullanmama sebebiyle hükümsüzlüğü iddiasına dayalı … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/126 E. sayılı dosyasından dava açtıklarından dolayı davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1-b bendi anlamında halk nezdinde karışıklığa neden olacak derecede benzer olmadığını, davacı şirketin kurucusu ve genel müdürü olan Dorothee Schumacher’in dünyaca ünlü … moda tasarımcısı olduğunu, itiraz gerekçesi markanın ayırt edicilik gücünün ve kaynak gösterme fonksiyonunun oldukça zayıf olduğunu, davacının Türkiye pazarında ilk olarak birçok büyük mağazası ve ünü bulunan …. Mağazaları tarafından temsil edildiğini, “Dorothee Schumacher” ismi üzerinde tescilsiz olarak önceden elde edilmiş isim hakkına sahip olduklarını, ayrıca KHK’nın 8/5 maddesi hükmü çerçevesinde “Dorothee Schumacher” ismi/markası üzerinde tescilsiz ancak üne dayalı önceden kazanılmış isim haklarının bulunduğunu davacının markasının aynı zamanda alan adı olduğunu ve 18.02.2010 tarihinde tahsis edildiğini, ileri sürerek 2015-M-6449 sayılı … kararının iptaline, 2013/109108 sayılı marka başvurusunun reddedilen mallar yönünden davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, markaların benzer olduğunu ve tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, davacının kullanmama nedeniyle hükümsüzlük davasını Türkiye pazarına girebilmek için yaptığını, müvekkilinin 1996 yılından bu yana ticari hayatını aktif olarak sürdürdüğünü, markalarını ulusal ve uluslararası alanda aktif olarak kullandıklarını ve … dışında da tescillerinin olduğunu, davanın kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; başvuru kapsamındaki reddedilen ….sınıftaki malların ve hizmetlerin, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı benzer oldukları, taraf markalarında SCHUMACHER ibaresinin ortak unsur olduğu, iki markada yer alan soyad olarak algılanacak sözcüklerinin aynı olması nedeniyle tüketicilerin her iki markanın da aynı kişiye veya aynı aileden olan kişilere ait olduğunu düşüneceği, DOROTHEE ibaresinin markaları birbirinden tamamen farklılaştırmadığı, orta düzey bir tüketicinin, “SCHUMACHER” markasını öğrendikten ve belleğine kaydettikten sonra, “DOROTHEE SCHUMACHER” markasındaki “DOROTHEE” ibaresini görme algısının azalacağı, her iki markanın da aynı kişi veya işletmeye ait olduğunu ve birinde sadece soyad, diğerinde ise soyad yanında ön ad kullanılmış olduğunu düşünmelerine neden olacağı, taraf markaları arasında emtia açısından da markalar açısından da aynılık/benzerlik söz konusu olduğu, sonuç olarak taraf markaları arasında davacının başvurusunda reddedilen …. sınıf mallar açısından KHK 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimali oluştuğu, … kararının iptali koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, ortalama tüketicilerin markayı algılarken ilk kısımlarını daha çok dikkate aldığı, soldan sağa doğru okunma ilkesi nedeniyle bu durumun ortaya çıkabileceği, genel olarak markanın ilk harfleri tüketicinin dikkatini daha çok çeken kısmı olup işaretin geri kalanından daha kolay hatırlandığı, davacı başvurusunun “DOROTHEE SCHUMACHER” olarak bir bütün halinde akılda kaldığı ve bütünsel açıdan yeni ve ayırt edici nitelikte yeni bir marka algısı ortaya çıktığı, “Schumacher” soyadının …’da en çok kullanılan soyadlarından birisi olması sebebiyle davalı yanın inhisarında olan bir kelime olmadığı, dolayısıyla anılan ibarenin davacıya ait isimle birlikte soy isim olarak kullanılması mümkün olduğu, davacının adı ve ünlü bir modacı olmasının da yeterli ayırt edicilik sağladığı, davalı markalarının tanınmış markalar olmadığı, ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olduğu, tüketicilerin moda tasarım konusu ürünleri ayırt etmede bilinçli oldukları, aynı tür olan ürün ve hizmetlerle ilgili satın alma süresi içerisinde davacının “DOROTHEE SCHUMACHER” ibareli markasıyla sunulan anılan ürünleri satın almak veya hizmetlerden yararlanmak isterken davalının “SCHUMACHER” işaretini taşıyan ürün ve hizmetleri satın alma veya yararlanma yönünden tercihte bulunmayacakları, marka ve işaretin birbirleriyle idarî ve ekonomik olarak bağlantılı şirketlere ait olduğu yönünde algılarının oluşmayacağı ile … …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/…/2016 tarih ve 2015/381 E.-2016/623 K. sayılı kararının kaldırılmasına, ….nın 08.07.2015 gün ve 2015-M-6449 sayılı kararının iptaline karar vermiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu başvuru, “Dorothee Schumacher” kelimelerinden oluşmaktadır. Her ne kadar, söz konusu başvuruda geçen ibarenin tanınmış bir modacı adı ve soyadı olması sebebiyle bir bütün olarak algılanacağından ayırt edilebilirlik vasfına sahip olduğu görüşü benimsenmiş ise de, başvuruya itiraz eden şirketin dayanak markaları da “Schumacher” kelimesinden oluşmaktadır. Bu durumda, Schumacher kelimesi her iki markanın ortak ve asli unsuru niteliğindedir. 556 sayılı KHK 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve
bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescilli marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Somut uyuşmazlıkta, az önce belirtildiği üzere Schumacher kelimesinin ortak asli unsur olarak yer alması nedeniyle markanın kullanılacağı …. sınıf malların ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesine yol açacağının kabulü gerekirken Bölge Adliye Mahkemesi’nce yazılı gerekçe ile … …. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2015/381 E.-2016/623 K. sayılı kararının kaldırılması ve …’nın 08.07.2015 tarih 2015-M-6449 sayılı kararının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalıların temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/…. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, …/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.