Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4207 E. 2019/1404 K. 20.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4207
KARAR NO : 2019/1404
KARAR TARİHİ : 20.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 09/11/2016 tarih ve 2015/369 E. – 2016/377 K. sayılı kararın davacı vekili ve şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 30/06/2017 tarih ve 2017/735-2017/650 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “WIRO” ibareli, 9, 35, 37, 38 ve 42.sınıf emtia ve hizmetleri içeren 2008/27035 sayılı markanın sahibi olduğunu, davalının 2013/71196 sayılı”WIRE” ibareli, 38, 41 ve 45.sınıf hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, kötüniyet, tanınmışlık ve iltibas vakıasına dayanarak başvurunun reddi istemi ile itirazda bulunduklarını, itirazlarının önce Markalar Dairesi tarafından 41. ve 45.sınıf hizmetler için kabul olunduğunu ve başvurunun reddedildiğini, bunun üzerine davalının ret kararının kaldırılması istemiyle itirazda bulunduğunu, itirazın … tarafından 2015/M-5539 sayılı kararla kabul olunduğunu ve başvurunun 41. ve 45.sınıf hizmetler bakımından devam ettirildiğini, başvurunun tescilinin müvekkilinin “WIRO” esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, vasıf bildirdiği ve ayırt ediciliğinin de olmadığını ileri sürerek … 2015-M-5539 sayılı kararının iptalini ve davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili; tescilli markalarla başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının tespitinde işaret ve markanın görsel, sescil ve anlamsal unsurları itibariyle bütünsel olarak analiz edilmeleri gerektiğini, “WIRE” ibareli başvuru ile redde mesnet alınmaya çalışılan “WIRO” ibareli markanın kapsamlarında yer alan ve kalan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının … kararına itirazının sadece 41 ve 45.sınıf hizmetlere ilişkin olduğu, başvurunun 38.sınıf hizmetler için itiraza uğramadığı, buna karşın davacının hükümsüzlük isteminin tescil edilen markanın tümden hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu, davacının itiraz sürecinde iltibas ve tanınmışlık ile kötüniyet vakıalarına, yargılama aşamasında ise sadece iltibas ve işaretin ayırt edici olmaması ve vasıf bildirici olması vakıalarına dayandığı, taraf markalarının görsel ve sesçil olarak benzer nitelikte oldukları, başvuru kapsamında itiraza uğramayan ve tescil olunan 38.sınıftaki tüm hizmetlerin davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı tür olduğu, bu nedenle ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olabileceği, başvuru kapsamındaki 41 ve 45.sınıf ürün ve hizmetlerin davacı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerle aynı türden olmadıklarından iltibasa neden olmayacağı, tanınmışlık vasfına sahip olduğunun iddia ve ispat olunmadığı, davalının kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle … kararının iptali istemiyle 41. ve 45.sınıf hizmetler için açılan davanın reddine, hükümsüzlük istemiyle davalı şirkete karşı 38.,41.ve 45.sınıf hizmetler için açılan davanın kısmen kabulüne, davalı adına tescilli 2013/71196 sayılı markanın 38.sınıf hizmetler bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, sair yönden hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce; davacı vekilinin ve davalı….. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.