Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/4049 E. 2019/1054 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/4049
KARAR NO : 2019/1054
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ : MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/02/2017 tarih ve 2015/2225 E. – 2017/241 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/06/2017 tarih ve 2017/669-2017/714 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının …/… adresinde açtığı yerini şube olarak tescil ettirmesi için talepte bulunulduğunu, Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 118. maddesine göre şubenin tescilinin gerektiğini, kendi başına sınai veya ticari faaliyetin yürütüldüğü yerin şube olduğunu, davalının önceki şubesini kapattığını, halen … İlinde başka şubesinin bulunmadığını, sigorta şirketlerinin illerdeki bölge müdürlüklerinin şubelerin yaptığı işlemleri yaptığını ileri sürerek davalının …/… adresinde faaliyet gösteren yerinin şube olarak tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; …/…’da faaliyet gösteren yerin irtibat ofisi olduğunu, şube vasfında olmadığını, ayrı bir muhasebesi ve sermayesi olmadığını, kendi başına bağımsız ticari faaliyette bulunmadığını, hayat sigortası ve bireysel emeklilik sözleşmelerinin tanıtımını ve tekliflerini alan kadronun ofis işlerini yürüttüğünü, irtibat ofislerinin teklifleri değerlendirme ve kabul yetkisi olmadığını, sözleşmelerin sisteme girişlerinin ve prim tahsilatlarının merkezden yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu irtibat bürosunun merkezden ayrı olarak kendi başına müşterilere hayat sigortası poliçesi teklif edip kabul etmediği, büroda poliçe tanzim edilmediği, ofisin şube olarak tescilinin yapılamayacağı, davalı şirket kayıtlarının delil olarak dayanılmaması nedeniyle incelenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin istinaf başvurusunun, davacının delil olarak davalının kayıtlarına dayanmadığı, kanunda belirtilen süreden sonra delil gösterilemeyeceği, dosyada mevcut delil durumu ve tespitler itibariyle Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 118/1. maddesi uyarınca davaya konu irtibat bürosunun kendi başına sınai veya ticari faaliyetin yürüttüğünün ispat edilemediği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, dava konusu yerin şube olarak ticaret siciline tescili istemine ilişkindir. Şube bir merkeze bağlı olduğu halde, ister merkezin bulunduğu odanın, ister başka odanın çalışma alanı içinde olan, müstakil sermayesi ve müstakil muhasebesi bulunan ve/veya muhasebesi merkezde tutulduğu ve müstakil sermayesi bulunmadığı halde, kendi başına sınaî faaliyet ve ticarî muamele yapan yerler ve satış mağazaları olup, buna göre şubenin unsurları 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 9. maddesinde yapılan tanımda ve Ticaret Sicil Tüzüğü’nün 118. maddesinde belirlenmiştir. Bu belirlemeye göre, şubenin unsurları; merkeze bağlı olmak, dış ilişkilerde bağımsızlık, faaliyet yönünden merkezle benzerlik, aynı kişiye ait olma, idare ve mekanın ayrılığı, ayrı muhasebeye sahip olması ve muhasebenin şubede tutulması zorunluluğunun bulunmaması, ayrı bir sermaye tahsisi zorunluluğunun bulunmamasıdır. Bu bağlamda davalı yerin şube sayılıp sayılamayacağının belirlenmesinde, belirtilen unsurların delillendirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle 6102 sayılı …’nın 83. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 222/1. maddesi uyarınca mahkemece, davalının ticari defterlerinin resen incelenip yukarıda belirtilen unsurların gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11.02.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.