Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3992 E. 2019/1020 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3992
KARAR NO : 2019/1020
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen …/…/2016 tarih ve 2015/181 E. 2016/142 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen …/04/2017 tarih ve 2017/206-2017/1185 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “Muhteşem Yüzyıl” isimli televizyon dizisinin yapımcısı ve 5846 sayılı FSEK kapsamında tüm mali haklarının sahibi olduğunu, “Muhteşem Yüzyıl” ibaresinin FSEK 83. maddesi ile de korunduğunu, davalının “Muhteşem Yüzyıl” ibaresini müvekkilinin izni olmaksızın medyada ve reklam araçlarında kullanarak tanınmışlığından fayda sağlamaya çalıştığını, yine bu ibareyi kurum nezdinde marka olarak tescil ettirdiğini, bu durumun 556 sayılı KHK’nın 8/5 ve 42/b maddeleri uyarınca hükümsüzlük nedeni olduğunu, “Muhteşem Yüzyıl” ibaresinin toplumdaki tanınmışlığı düşünüldüğünde davalının marka tescilinin kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin 2011/92265, 2012/20841, 2011/30896, 2011/34582, 2011/69513, 2012/96160, 2015/15981, 2015/16018, 2010/78267 tescil numaralı “Muhteşem Yüzyıl” ibareli markaların, davalının ise 2014/49975 sayılı “… Muhteşem Yeni Yıl Konutları” ibareli markanın sahibi olmasına rağmen, davalının tescilli markasından farklı olarak “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” şeklinde kullanım gerçekleştirdiğini ve bu durumun müvekkilinin gerek eser sahipliğinden ve gerekse de marka hakkından doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini, davalı kullanımının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanma maksatlı olduğunu ve müvekkili markasının ayırt ediciliğine zarar verdiğini, davalının tescilli markasında yer alan “…, yeni ve konutları” ibarelerinin davalı markasına ayırt edicilik katmaktan uzak olduğunu ve bu yönüyle davalının tescilli markasının da müvekkilinin “Muhteşem Yüzyıl” ibareli markalarıyla iltibas tehlikesi içinde olduğunu ileri sürerek, davalının 2014/49975 sayılı markasının hükümsüzlüğüne, “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” şeklindeki kullanımın müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz oluşturduğunun tespitine ve tecavüzün durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” markasının tescili için başvurduğunu ancak başvuruya itiraz edildiğinden başvurunun durduğunu, tescile ilişkin sürecin devam ettiğini, davacı markasının dizi, film adı olarak tanındığını ve bir eser adı olarak mezkur uyuşmazlığın çözümünde değerlendirmesi gerektiğini, müvekkilinin “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” ibaresini kullanmasının davacı markasına tecavüz oluşturmadığını ve mezkur ibareyi kullanarak müvekkilinin haksız kazanç elde etmediğini, davacı markasının itibarına ve tanınmışlığına da bir zarar gelmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; tüm dosya kapsamına göre, eser adının eserden bağımsız olarak 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi gereğince telif hakkı olarak bir marka başvurusuna tescil engeli oluşturamayacağı, FSEK 83. maddesi anlamında bir eser adının korunabilmesi için ayırt edici bir vasfının olması ve başka bir eserde kullanılmasının karışıklığa sebep olmasının gerektiği, somut olayda davacı markasının, hükümsüzlüğü istenen dava konusu markanın tescilli olduğu 37. sınıfta değil, FSEK 5. madde kapsamında bir sinema eserinin adı olarak elde edilmiş tanınmışlığa sahip olduğu, taraf markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığı ve karıştırılma ihtimalinin de olmadığı, davalının marka tescil başvurusunda kötüniyetli davrandığın ise ispatlanamadığı ve nihayetinde davalının tescilli markasını kullanmasının davacı markasına tecavüz oluşturmayacağı gerekçesiyle davanın tüm talepler yönünden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar taraf markalarında muhteşem ibaresi ortak ise de nitelik ve üstünlük anlamında olan bu ibare dışında kalan unsurların farklı olduğu, muhteşem sözcüğünün günlük dilde çok üstün, kusursuz anlamında sıkça kullanıldığı için üzerinde tekel haklar kurulmasının mümkün olmadığı, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi gereğince tasvir edici unsurların marka olarak tescilinin ancak ayırt edici eklerle mümkün olacağının düzenlendiği, taraf markalarının diğer münferit unsurları farklı olduğu gibi anlamsal olarak da farklılık söz konusu olduğundan muhteşem sözcüğünün ilave eklerle kullanımı ve tescilinin davacı markalarıyla iltibas oluşturmayacağı, ilk derece mahkemesi kararının bu bağlamda yerinde olduğu; “muhteşem yüzyıl” isimli dizinin Türkiye’de tanınmış olduğunun dosyaya sunulan delillerle kanıtlandığı, dizi ismi olarak ayırt edicilik ve tanınmışlık kazanması nedeniyle 5684 sayılı Yasa’nın 83. maddesi gereğince dizi veya sinema filmi ismi olarak kullanımı izne tabi ise de ibarelerin tasvir edicilik vasfının da yüksek oluşu nedeniyle farklı hizmetlerde aynı ibarelerin kullanılmasının da iltibasa yol açmayacağı ve ilk derece mahkemesi kararının bu anlamda da yerinde olduğu, ancak; dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davalının tescilli markasından farklı olarak “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” ibaresini markasal olarak davacının tescilli markalarıyla ayniyet düzeyinde benzer şekilde kullanması ve ayrıca davacının 2011/69513 tescil nolu markası kapsamında bu kullanımla aynı yönde olmak üzere 37. sınıf ürün ve hizmetlerin de bulunduğu dikkate alındığında davalı kullanımının davacının tescilli markasıyla iltibas yaratacak düzeyde, davacının marka hakkına tecavüz halinde olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince davalı markasının hükümsüzlüğü talebine dair verilen red kararınına karşı istinaf talebinin reddine; marka haklarına tecavüz bulunmadığına dair verilen red kararının ise kaldırılarak marka haklarına tecavüzün tespiti ile önlenmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
…- İlk Derece Mahkemesince, davalının tescilli markasını kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, ayrıca davacı markasının, tescilli olduğu 37. sınıf hizmetlerinde değil sinema eseri adı olarak tanınmışlığa sahip olması karşısında davalı markasının hükümsüzlüğünü gerektirecek bir durumun da olmadığı gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiş; kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince,
davalı markasının hükümsüzlüğü talebinin reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu, ancak, davalının tescilli markasının tescilli halinden farklı ve davacının 37. sınıf hizmetlerde tescilli 2011/69513 tescil numaralı markası ile iltibas yaratacak şekilde kullanımının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davacı adına tescilli “Muhteşem Yüzyıl” ibareli 2011/69512 tescil numaralı marka ile hükümsüzlüğü istenen davalının “… Muhteşem Yeni Yıl Konutları” ibareli markasının 37. sınıfta aynı hizmetleri kapsıyor olması karşısında mezkur hizmetler yönünden taraf markalarının 556 sayılı KHK’nın 8/1.b maddesi uyarınca karıştırılma ihtimaline sebebiyet verebileceğinin kabulüyle davalı adına tescilli “… Muhteşem Yeni Yıl Konutları” ibareli 2014/49975 tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne de karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/b-… maddesi uyarınca kaldırılıp yeniden esas hakkında anılan şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise (…) nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, (…) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/…. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.