Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3948 E. 2019/1022 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3948
KARAR NO : 2019/1022
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk mahkemesi ince verilen 09/02/2017 tarih v2016/119 E. -2017/27 K.
sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul kısmen reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen …/07/2017 tarih ve 2017/680-2017/725 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin “İNCİ” asıl unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı şirketinse “SİYAH İNCİ+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek için diğer davalı Kuruma başvuruda bulunduğunu, bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın yerinde görülmeyerek … tarafından reddedildiğini, oysa başvuru konusu markanın müvekkili adına tescilli markalarla iltibas oluşturacak derecede benzer olduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ve davalı başvurusunun tescili halinde bu tanınmışlıktan haksız yararlanılacağını, yine müvekkili şirketin ticaret unvanındaki esas unsurun çok benzerinin başvuru sahibi tarafından kullanılmasının ticaret ünvanından doğan hakların da ihlali anlamına geldiğini ve bu durumun haksız rekabet teşkil edeceğini ileri sürerek, TPMK …’nın 2016-M-1205 sayılı kararının iptaline, markanın tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı şirket vekili, müvekkilinin “SİYAH İNCİ” ibareli markasını uzun yıllardan bu yana kullanarak ayırt edicilik kazandırdığını, aynı ibareli markasının 2004 yılından beri tescilli olup davacının bu markadan ve kullanımından haberdar olmasına rağmen sessiz kaldığını, dava konusu markanın da 2004 yılından geçerli olmak üzere, tescil edilen markanın devamı niteliğinde bulunduğunu, ayrıca davacı markaları ile müvekkili başvurusu arasında herhangi bir benzerlik de olmadığını savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunmalar ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu “SİYAH İNCİ+şekil” ibareli başvuru ile davacıya ait “İNCİ” ibareli markalar arasında benzerlik bulunduğu, markaların kapsadıkları emtia ve hizmetlerin de benzer ya da ilişkili olduğu, bu durumun 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi kapsamında davaya konu markanın tesciline engel teşkil ettiği, ancak, davalı şirketin 2004 yılından beri tescilli “SİYAH İNCİ” ibareli markasının bulunması ve bu markaya dayalı olarak müktesep hakkının oluşmuş olması karşısında dava konusu başvurunun tescilinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, iptali istenilen … kararında markalar arasında iltibas olmadığı yönündeki gerekçe yerinde olmasa da davalı şirketin müktesep hakkı bulunduğundan kararın sonuç olarak yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.