Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3918 E. 2019/1142 K. 13.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3918
KARAR NO : 2019/1142
KARAR TARİHİ : 13.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen …/11/2016 tarih ve 2016/86 E. – 2016/354 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09/06/2017 tarih ve 2017/573-2017/581 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “DOĞA” esas unsurlu, tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı tarafça yapılan “DOĞAPLAST” ibareli, 2014/11205 numaralı, 16. sınıftaki mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna tanınmışlık ve iltibas vakıasına ve 2011/56894 sayılı “DOĞA” ibareli markasına dayanılarak yapılan itirazın, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından kısmen reddedildiğini, bu karar yapılan itirazın da nihai olarak … tarafından “Plastik malzemeden mamül ambalajlama ve sarma malzemeleri” yönünden kabul edildiğini, “kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamül ambalajlama ve sarma malzemeleri” yönünden kısmen reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı başvurusunun tümüyle reddinin gerektiğini ileri sürerek, …’nın 2015-M-7345 sayılı kararının iptalini, davalı adına tescil edilmiş olması halinde markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Taşımacılık Plastik Ambalaj Petrol Ürünleri Ltd. Şti., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre; tesciline karar verilen emtialar ile davacı markasının tescili olduğu “Plastik malzemeden mamül ambalajlama ve sarma malzemeleri”nin genellikle marketlerde aynı satış reyonlarında satılması, aynı tüketici çevresine hitap etmesi nedeniyle, taraf markalarının ilişkilendirilmesi ihtimalinin doğduğu, taraf markalarının
esas unsurlarının “DOĞA” ibaresi olduğu, markalar arasında yüksek düzeyde karıştırılma ihtimali bulunduğu, davalı markasının, davacı adına tescilli “DOĞA” esas unsurlu markaların devamı niteliğinde seri marka izlenimi verdiği, bu sebeple orta seviyede tüketici kitlesi nezdinde bıraktıkları izlenim itibariyle de benzer oldukları, gerekçesiyle, davanın kabulü ile … kararının iptaline, 2014/11205 sayılı marka tescil edilmediğinden hükümsüzlüğüne ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı TPMK vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalıya ait marka başvurusu ile davacının daha önceden tescil edilmiş markası arasında iltibasa sebep olabilecek mahiyette benzerlik bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak 556 sayılı KHK kapsamında hükümsüzlük kurumunun uygulanıp uygulanmayacağına ilişkindir.
Mahkemece, taraf markalarına ait işaretler arasında benzerlik olduğu görüşünün benimsenmesi isabetli olsa da, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmüne göre hükümsüzlük kararı verilebilmesi için tek başına işaretler arasında benzerlik olması yeterli olmayıp, tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerin de ilişkilendirilebilir olması gerekir. Dairemizin önceki birçok kararında da işaret edildiği gibi, davacının markasını taşıyan ürünler ile davalının başvuru konusu markasını barındıran mal ve hizmetlerin tek başına aynı market reyonunda satılması yeterli olmayıp, malların fiziki görünümleri, ürünlerin birbirlerine alternatif olup olmadıkları, aynı amaca hizmet edip etmedikleri, tüketici kitlesinin aynı olup olmadığı, ham madde/ mamül ilişkisi ile üretim ve dolaşım ağları bir bütün olarak değerlendirilerek belirlenmesi gerekir. Somut olayda her iki tarafa ait markaların tescil kapsamları arasında anılan ilkeler doğrultusunda bir ilişkilendirme ihtimali bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü yönünde hüküm kurulması yerinde olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, …/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.