Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3917 E. 2019/1052 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3917
KARAR NO : 2019/1052
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk mahkemesince verilen …/…/2016 tarih ve 2014/412 E – 2016/249 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 05/07/2017 tarih ve 2017/690-2017/678 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin tanınmış, “TAÇ” esas unsurlu, 09, 16, 20, 22, …, …, …, …, 27, 35, 37, 38, 40 ve 41. sınıf mal ve hizmetleri içeren muhtelif markaların sahibi olduğunu, davalı şirketçe “KRALTAÇ” ibareli, 2013/00741 sayılı, … ve 35. sınıf mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna, müvekkilince karıştırılma ihtimali ile tanınmışlık vakıa ve hukuki sebebine dayanılarak yapılan itirazın, … tarafından nihai olarak kısmen reddedilerek başvurunun emtia listesinden ayak giysileri dışındaki … ve 35. sınıf tüm emtiaların çıkarıldığını, Türk Patent ve Marka Kurumunun ayak giysileri açısından markaların benzer olmadığına karar vermiş olmasına karşın, ayak giysisi emtiasının satış hizmeti açısından markaların benzer olduğuna karar verilmiş olmasının da çelişkili olduğunu, davalı başvuru markasının tescili halinde müvekkilinin seri markalarından biri olarak algılanabileceğini, müvekkilinin markalarının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını, müvekkilinin tanınmış markalarının itibarına zarar vereceğini ve ayırt edici karakterini zedeleyeceğini ileri sürerek …’nın 2014-M-10927 sayılı kararının iptalini, dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili: markaları yazılış ve görsel anlamda farklı olduğunu, müvekkilinin markasının ayırt edici unsurlara sahip olduğunu, kapsadıkları malların farklı olduğunu, davacı ile müvekkilinin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, hedef tüketici kitlesinin farklı olduğunu, tanınmışlığın etkisinin bulunmadığını, markalar arasında karıştırılmaya neden olacak şekilde benzerliğin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. .
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; “TAÇ” ibaresinin, davacı markalarının koruma kapsamındaki mal ve hizmetler bakımından ve çekişmeli mallar bakımından ayırt edici niteliğinin bulunduğu, çekişmeli “ayak giysileri” emtiası ile davacı markalarının 35/06. sınıf mağazacılık hizmetlerinin kapsayan markalarının aynı tüketiciye hitap eden benzer mal ve hizmetler olduğu, ortalama tüketicilerin, “KRALTAÇ” ibareli davalı markasının, davacıya ait “TAÇ”, “TAÇ OUTLET” markaları ile aynı seriye dahil yeni bir marka olduğu zannına kapılabileceği, hem marka işaretleri, hem de mal/hizmet listelerindeki benzerlik karşısında, dava konusu marka başvurusu ile davacının itirazına ve davaya mesnet gösterdiği markalardan mal ve hizmet benzerliği tespit edilmiş olan markalar arasında karıştırılma riskinin bulunduğu, dava konusu marka başvurusu ile benzer mal ve hizmetleri kapsadığı tespit edilen başta 2012/11887 sayılı “TAÇ OUTLET” ibareli davacı markası olmak üzere, 157196, 159110, 193574 2002/05031, 99/010537, 99/10536, 99/010535, 2000/13335, 2001/02637, 2002/27050, 2002/27051, 2005/32261, 98/005008 ve 2011/29814 sayılı davacı markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, ulaşılan sonuca bir etkisi olmamakla birlikte davacının “TAÇ” markasının tanınmışlığının ihtilaflı olmadığı, davacı markalarının tekstil sektöründe bilinirliğinin yüksek olduğu, tanınmış olarak kabulü halinde 556 sayılı KHK 8/4 maddesindeki koşulların ortaya çıkabileceği, karıştırılma ihtimalini artıran etken olarak dikkate alınabileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile …’nın 2014-M-10927 sayılı kararının iptaline, 2013/00741 sayılı … sınıfta tescilli “KRALTAÇ” ibareli markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … ve Marka Kurumu vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı … ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun, davalının başvuru markasıyla, davacının “TAÇ” ibareli tescilli markaları arasında görsel ve işitsel olarak karıştırılmaya neden olacak derecede bir benzerliğin bulunduğu, başvuru kapsamında yer alan tüm malların mesnet markalarda da aynen yer aldığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin davalı başvuru markasının, davacının “TAÇ” ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden kanuna uygun olduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı … ve Marka Kurumu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.