Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3853 E. 2019/982 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3853
KARAR NO : 2019/982
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Asliye Hukuk Mahkemesi Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen …/04/2017 tarih ve 2016/434-2017/265 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının …’da çalıştığını, davalı …’ın da o tarihlerde…’da çalıştığını, davacı ile davalı arasındaki alacak-borç ilişkisi nedeniyle tarafların …’da tahkime başvurduklarını ve … Mahkeme Katipliğinin ….05.2012 tarih ve …-141 nolu müracaatları ile aralarındaki ihtilafın tahkim marifeti ile çözülmesini talep ettiklerini, mahkeme hakiminin de onayladığı tahkim kararının kesinleştiğini, davalı …’ın davacı …’a ….03.2008 tarihinden bu yana yasal faizi ile birlikte ….284,00 Euro borçlu olduğunu, yine 4.062,91 Euro tahkim masrafından da davalının sorumlu olduğuna karar verildiğini ileri sürerek… Mahkeme Katipliğinin ….05.2012 tarih …-141 nolu … Yargıcı tarafından onaylanan 11.06.2012 tarihli kararının tenfizine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kararın mahkeme kararı olmadığını, aralarındaki davanın devam ettiğini ve davacı tarafından tenfizi istenilen evrakların tanıma ve tenfiz konusu yapılmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, tenfizi istenilen kararın arabuluculuk kararı olduğu, 5718 sayılı yasada arabulucular tarafından verilen kararın tenfizine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, her ne kadar 2008/52 sayılı Avrupa Konseyi Yönergesi’nde AB üyesi devletler bakımından arabuluculuk kararlarının diğer üye devletler nezdinde tenfizine ilişkin bir takım hükümler var ise de ülkemizin AB üyeliği bulunmadığından bu yönergenin bağlayıcı olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekili ve davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ve davacıdan ayrı ayrı alınmasına, 11/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.