Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3717 E. 2019/739 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3717
KARAR NO : 2019/739
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 16/11/2016 tarih ve 2016/18 E. – 2016/398 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 09/06/2017 tarih ve 2017/626-2017/561 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “minika+şekil” ibareli 16, 38 ve 41.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2012/6288, “minika çocuk kulubü+şekil” ibareli 16, 28, 38 ve 41.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2014/26349, “minika ebeveyn+şekil” ibareli 38.sınıf hizmetleri içeren 2014/26351, “minika etkinlik+şekil” ibareli 16, 28 ve 41.sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2014/26352 sayılı markaların ve “MİNİKA” ana unsurlu çok sayıda tescilli markanın sahibi olduğunu, davalının 28.04.2014 tarihli 2014/34648 sayılı “MİNİCCO+şekil” ibareli, 35.sınıftaki mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna kötüniyet, iltibas ve tanınmışlık vakıa ve hukuki sebeplerine dayanarak itirazda bulunduklarını, itirazlarının nihai olarak … tarafından 2015/M-10390 sayılı kararla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin davacı markaları ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek … kararının iptaline, tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, davacı markalarının “minik” ve “minika” ana unsurlarından oluştuğu, davalı başvuru markasının ise “minicco+şekil” ibareli olduğu, yazıldığı gibi okunduğu, ancak işaret üzerinde tam bir daire içerisinde sarı renkli bir civciv resminin de bulunduğu, ayrıca sözcüğün altında baby&kids ibarelerinin de bulunduğu, fakat işaretin asıl ve ayırt edici unsurunun sadece minik olarak yazılmış olmadığı, aksine (minic) ve yanına da (co) ibaresi eklenecek biçimde, bir özgünlük katılarak oluşturulduğu, gerek düzenleme, gerekse biçim ve renklendirme itibariyle davacının “minika” ibareli markalarıyla davalının “minicco+şekil” ibareli başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi’nce, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerek düzenleme, gerekse biçim ve renklendirme itibariyle davacının “minika” ibareli markalarıyla davalının “minicco+şekil” ibareli başvurusu arasında görsel, sescil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, davacının markalarından yalnızca 2010/38444 sayılı olanın ….sınıf ürünleri içerdiği, 2010/38444 sayılı marka ile davalı başvurusu arasında benzerliğin bulunmadığı, ortalama tüketicilerin davacının markaları ile başvuru konusu işareti ilk gördüğünde ve duyduğunda bunların farklı iki işaret ve marka olduğunu hemen algılayabileceği, işaretin bütün olarak anlamsal, görsel ve sescil olarak davacı markalarından belirgin biçimde farklı olduğu, ortalama tüketicilerin markalardaki anlamsal, görsel ve sescil farklılığı ilk bakışta ve hemen farkedebileceği, her iki markadaki kelimelerin ve harflerin bütününde gerek okunuş ve anlamsal olarak, gerekse görünüşte yeteri derecede farklılık yarattığı, yazım biçimlerinin özellikle ön planda ve farklı olduğu,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, bu nedenle mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmemesinde ve yeniden rapor alınmamasında bir usulsüzlük bulunmadığı gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.