Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3716 E. 2019/767 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3716
KARAR NO : 2019/767
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/…/2016 tarih ve 2016/53 E. – 2016/445 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen …/05/2017 tarih ve 2017/547-2017/487 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili asıl davada, müvekkilinin ‘MERKEZ’ esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan 2014/30982 numaralı, “MERKEZ OTOMOTİV+ŞEKİL” ibareli marka tescil başvurusuna kötü niyet, iltibas ve tanınmışlık vakıa ve hukuki sebeplerine dayanarak yaptıkları itirazın Markalar Dairesi tarafından kısmen kabul olunduğunu ve başvurunun ….sınıfta yer alan bir kısım ürünler bakımından reddedildiğini, bunun üzerine başvurunun tümden reddi istemiyle yeniden itirazda bulunduklarını, … tarafından 2015/M-11065 sayılı kararla itirazın kısmen kabul olunduğunu ancak bir kısım mallar bakımından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, başvurunun tescilinin müvekkilinin markası ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, onun tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp itibar ve ayırt edici karakterini de zedeleyeceğini ileri sürerek, … kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, karşı davada, müvekkilinin “MERKEZ OTOMOTİV+ŞEKİL” ibareli markayı tescil için başvuruda bulunduğunu, marka bülteninde ilan edilen başvuruya karşı davalı şirketçe yapılan itirazın Markalar Dairesi tarafından kısmen kabul edildiğini ve başvuru kapsamından bir takım emtianın çıkarıldığını, anılan karara karşı itirazlarının ise nihai olarak TPMK … tarafından reddedildiğini, kurum kararının yerinde olmadığını ileri sürerek, TPMK …’nın 2015/M-1516 sayılı kararın iptalini ve müvekkiline 2014/30982 sayılı markanın 7, …, 16, …, 20 ve 35.sınıf ürün ve hizmetler bakımından tescilini, davacı karşı davalının 1998/201589 (14794) sayılı markasının kullanılmama sebebiyle hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep etmiş, asıl davanın reddini istemiştir.
Davalı kurum vekili, … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre, davacının markalarının her birinin MERKEZ ibaresini içerdiği, ancak bir kısmının bu sözcükle birlikte başka bazı sözcük ve şekilleri içerdikleri, davalı başvurusunun konusu olan işaretin ise “MERKEZ OTOMOTİV+ŞEKİL” ibareli olduğu, MERKEZ ibaresinin ayırt ediciliğinin son derece zayıf olduğu, davacının MERKEZ ibareli markalarının kapsamlarında yargılama konusu olan … ve 20.sınıf ürünlerin bulunmadığı, bu sebeple ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürün ve hizmetler için ayırdığı satın alım süresi içinde, “MERKEZ OTOMOTİV+ŞEKİL” ibareli işareti gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davacının MERKEZ ibareli markalardan farklı bir marka olduğunu derhal ve hiç düşünmeden algılayabileceği, bunun sonucunda davacı markasıyla sunulan ürün ve hizmetleri satın almak isterken “MERKEZ OTOMOTİV+ŞEKİL” ibareli başvuru konusu işaretle sunulan ürünleri satın alma yahut hizmetlerden yararlanma biçiminde bir yanılgıya düşmeyeceği, öte yandan davacının MERKEZ ibareli markasının tanınmışlığının kanıtlanamadığı, bir an için tanınmış sayılsa da sonucun değişmeyeceği, davalının başvurusunun tescilinin, davacıya ait yayıncılık sektöründe belli bir tanınmışlık yahut bilinirlik elde etmiş markasının itibarından haksız biçimde yararlanma sağlayabileceğinin düşünülmesinin olanaksız olduğu, başvuru konusu işaretin hem tümden farklı olması ve hem de ürün ve hizmetlerin uzak olması, belli uzmanlığı bulunan kişilere hitap etmesi, pahalı olması, ayrıca başvurunun davacı markalarına yönelik herhangi bir kötüleme içermemesi karşısında aksini kabulün hayatın olağan akışına aykırı olacağı gibi, gerçekçi bir yaklaşım da olmayacağı, tescilli bir marka ile iltibas yaratmayan işaretin marka tescil başvurusunda bulunmanın kötü niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemeyeceği, yargılama konusu olmayan kısımlarla ilgili değerlendirmeler içeren bilirkişi görüşlerine iştirak olunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı dava yönünden ise, 1998/14794 sayılı markanın kullanılmaması sebebiyle hükümsüzlüğü istemli davanın asıl davadan ayrılmasına, … kararının iptali ve tescil istemli davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 04/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.