Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3674 E. 2019/774 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3674
KARAR NO : 2019/774
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen …/…/2016 tarih ve 2016/149 E. – 2016/464 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen …/05/2017 tarih ve 2017/541-2017/504 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince ….01.2015 tarihinde yapılan “ELISE DESIGN+ ŞEKİL” ibareli, 2015/6411 sayılı, 18/1-4 ve 35/1-5+6 (18.sınıf için). sınıftaki mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusuna, davalı şirketin “H&T-ELISSE” ibareli … ve 35. sınıftaki ürün ve hizmetleri içeren 2003/10315; “H&T-ELISSE” ibareli 35. sınıftaki hizmetleri içeren 2011/96302; “H&T-ELISSE” ibareli 18. sınıftaki ürünleri içeren 2012/5480 sayılı markalarına dayanarak yapılan itirazın, Markalar Dairesi tarafından kabul olunduğunu ve marka başvurunun reddedildiğini, bu karara karşı müvekkilince yapılan itirazın, … tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, …’nın 2016-M-1438 sayılı kararının iptalini, davacıya ait markanın tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı kurum vekili, … kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, taraf markaları arasında iltibas ihtimalinin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, taraf markalarında ayırt edici ibarenin “ELISE” olduğu, taraf markalarındaki bu ibarelerin aynı veya benzer sescil ve görsel etkiyi bıraktıkları, bütünsel olarak bıraktıkları izlenimin bu marka ve işaretlerin birbirleriyle ilintili oldukları yönünde kanaat oluşturduğu, bir kısım ekler itibariyle küçük bir fark varsa bile bu farklılığın ürün ve hizmetlerin ortalama tüketicilerinin önemli bir kısmı tarafından fark edilmesinin veya bilinmesinin mümkün olmadığı, bu sebeple var olması muhtemel anılan farklılığın marka ile başvuru konusu işaret arasındaki görsel ve sescil benzerliğin etkilerini geri plana itmeye yeterli
olmadığı, redde mesnet alınan markaların kapsamındaki 18/1-4 ve 35/1-5+6. (18. sınıf için) sınıftaki ürün ve hizmetlerin, başvuru konusu işaretin kapsamında olup reddedilen 18/1-4 ve 35/1-5+6. (18. sınıf için) sınıftaki ürün ve hizmetlerle ilişkili ve aynı türden bulunduğu, bu ürün ve hizmetlerin aynı dağıtım kanallarından geçtikleri, aynı işyerlerinde sunuldukları, tescil önceliğinin markasal olarak davalıya ait olması karşısında başvurunun tescilinin davalı aleyhine haksız rekabet yaratacağı, başvuru konusu işaretin tanınmış marka olmasının dahi nispi ret nedeninden etkilenmeksizin tescile olanak sağlamayacağı, zira tescilde teklik ilkesinin bulunduğu, redde mesnet markanın kullanılmamış olmasının itiraza mesnet gösterilmesine engel olmayacağı, zira kullanmamanın korumanın şartı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
… Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan incelemede; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraf markalarının sescil ve görsel olarak benzer olduğu, ortalama tüketici nezdinde birbirleriyle ilintili oldukları yönünde kanaat oluşturduğu, redde mesnet markaların kapsamında bulunan ürün ve hizmetlerin, başvuru ve dava konusu işaretin kapsamında olan ürün ve hizmetlerle ilişkili ve aynı türden olduğu, buna göre, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında taraf markaları arasında iltibasın oluştuğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
… Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 04/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.