Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2017/3659 E. 2019/768 K. 04.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2017/3659
KARAR NO : 2019/768
KARAR TARİHİ : 04.02.2019

MAHKEMESİ : … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada … …. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/…/2016 tarih ve 2015/408 E. – 2016/443 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen …/05/2017 tarih ve 2017/549-2017/489 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin CAMEO ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan 2014/ 45971 sayılı “CAMEO” ibareli marka tescil başvurusuna, iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına dayalı olarak yaptıkları itirazın nihai olarak TPMK … tarafından reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kötü niyetli başvurunun tescilinin müvekkilinin “CAMEO” esas ve ayırt edici unsurlu markası ile iltibasa sebebiyet vereceği gibi, müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağını ileri sürerek … kararının iptaline ve davalı markasının anılan mallar için hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, başvuru ile redde mesnet alınmaya çalışılan markanın kapsamlarında yer alan ve kalan ürün ve hizmetler itibariyle ortalama düzeydeki tüketicilerin davacı markalarıyla başvuru konusu işareti karıştırmasının mümkün olmadığını, bütünsel olarak başvuru konusu işaretle davacı markaları arasında belirgin farklılık bulunduğunu, kapsamlarının aynı tür ürün ve hizmetleri içermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının markalarının “CAMEO” ibareli olduğu, markalardaki asıl ve ayırt edici unsurunun “CAMEO” ibaresinden oluştuğu, Cameo ibaresinin Türkçe karşılığının, görüntü; bir oyun, film, video oyunu, televizyon gibi gösteri sanatlarında insanlar tarafından çok bilinen birisinin kısa süre ile görülmesine olduğu, marka kapsamındaki ürün ve hizmetler bakımından derhâl ve doğrudan doğruya ürün ve hizmetlerin cinsini, vasfını veya herhangi bir hâlini belirtmediğinden somut ve .
soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, her iki işaretin anlamlarının ortalama tüketicilerin önemli bir kesimi tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, asıl ve ayırt edici unsurları oluşturan “CAMEO” ile “CAMEO” ibarelerinin anlamsal, görsel ve sescil olarak benzer nitelikte oldukları, farklı unsurların ayırt edicilikte yeterli farklılık yaratmadığı, bu cümleden olarak anlamsal, görsel ve sescil olarak iki işaret arasında var olan genel izleminden doğan benzerliğin etkilerini geri plâna atmaya elverişli olmadığı, başvuru kapsamında yer alan 43/1. sınıftaki Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetlerinin, redde mesnet marka kapsamındaki doğrudan sunulması mümkün içecek ürünleri bakımından aynı tür olduğu, buna karşın başvuru kapsamındaki kalan diğer ürün ve hizmetlerin davacı markalarının kapsamındaki ürün ve hizmetlerle aynı türden olmadıkları, aynı tür sayılma kriterlerinin de bulunmadığı, başvuru kapsamındaki geçici konaklama hizmetlerinin de davacı markalarından farklı tür bir hizmet olduğu, çünkü bu hizmet sunumunda yiyecek ve içecek sunumunun geri planda olduğu, önemli olanın sunulacak konaklama hizmeti olduğu, normal düzeyde bilgilendirilmiş, makûl ölçüde dikkatli, işaret ve markayı aynı anda görüp detaylarını karşılaştıramayan ve daha önce yararlandığı ürünlerle ilgili markanın göz ve kulağında kalan izine dayanarak sonraki aynı tür olan ürün ve hizmetlerin alımlarında aynı markayla sunulan mallardan ve hizmetlerden yararlanmak isteyen ortalama düzeydeki alıcı ve yararlanıcıların bu marka ve işaretin farklı işletmelere ait iki ayrı marka olduğunu algılamalarının mümkün olmadığı, buna karşın başvuru kapsamında yer alan diğer ürün ve hizmetlerin davacı markalarının kapsamında yer alan ürün ve hizmetlerle aynı türden olmadığı, aynı tür sayılma kriterinin de olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK …’nın 2015/M-7916 sayılı kararının, başvuru kapsamıdaki 43/1. sınıftaki Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri bakımından davacı itirazının reddi yönünden iptaline, sair yönden iptal isteminin reddine, davalı adına tescilli 2014/45971 sayılı markanın 43/1. sınıftaki Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri bakımından hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, sair yönden hükümsüzlük isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK’nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye …,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 04/02/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.